Birtakım problemler yaşıyoruz. Bakış açımız hep aynı yönde, doğrularımız düşünce kalıplarımız hep kendimize özgü. Tabi ki bu düşünce kalıpları kendiliğinden oluşmadığı gibi her zaman doğru da değil. Sadece bize “hep doğruymuş gibi” geliyor olabilir. Ya da bu düşüncelere körü körüne inanmamıza sebep olacak aynı türde tetikleyici olayları tesadüfen çıkarmıyor hayat karşımıza. Bu düşünce kalıplarını oluşturmamızın sebebi, yine çok derinde yatan bir travmatik deneyime dayanıyor olabilir.
Çoğumuz bu durumun farkında değiliz. Yaşadığımız travmalar, çoğu zaman farkında olmadan içimize yerleşmiş durumda. Ondan çıkardığımız ve belki tarihi geçmesine rağmen ısrarla bugün bile kullandığımız dersleri uygularken hayatı kaçırabiliyoruz; çünkü kökü bahsettiğimiz travmatik yaşantıya bağlı düşünce ve davranışlarımızda hatalar meydana geliyor. İlkokulda arkadaş ilişkilerinde olumsuz yaşam deneyimi geçiren bir birey,  “insanlar kötüdür, onlarla samimi olmamak gerekir” gibi bir çıkarım yapmış olabilir. Şu anda insanlarla iletişime geçerken bu bilgiyi kullanırken ne kadar sağlıklı bir ilişki kurabilir? Ya da gençlik döneminde maddi sıkıntılar çeken bir birey düşünelim. Belki çok zorluk yaşadı ve güçsüz hissetti. Onun için tek kurtuluş zengin olmaktı ve bu yolda geri kalan ve aslında çok önemli olan başka değerler oluşturamadı. Bu kişinin ileriki yaşantısında sadece işine odaklanması, maddiyata önem vermesi ve belki ilişkilerine buna göre değerlendirecek olması sizce tesadüf mü?
Hem içsel süreçlerimizle birlikte hem de çevresel koşullarla birlikte ilerlemeye çalışıyoruz.  Bazen istemediğimiz durumlara maruz kalabiliyoruz ve farkında bile olmadan bir yerimize işliyor. Sorun şu ki, olayın geçip gitmesine rağmen biz o olayın içinde kalıyor oluyoruz… Psikolojik travmalar; her şeyin başladığı ve aynı zamanda her şeyin biteceği yer olabilir. Yaranın kapanması için ona iyi bakmamız gerekiyor. Yoksa yaramız sadece kanar. O yarayı görmesek bile, görmemezlikten gelsek bile içimizde bir yerdedir. Bunun yanında; psikolojik ve sosyal anlamda problem yaşıyorsak bu, onun kendini hatırlatmaya çalışıyor olması olabilir…
William Faulkner’in bir sözünü ekleyerek bitirmek istiyorum: ”Geçmiş asla ölmüş değildir. Geçmiş, geçmiş bile değildir”.

Uzm. Psikolog Selinay SEYHAN / Emdr Terapisti

[email protected]