Cengiz İnşaat'a 
ait Eti Bakır Fabrikası'na
"Atık depolama tesisi" için
yer aranıyordu...
Firma, 2 yıl önce
Tekkeköy'de
Çırakman başta olmak üzere
5 mahallenin
bulunduğu bölgede,
yaklaşık 850 dönüm alanda
"Atık depolama tesisi"
kuracaktı...
Firmanın ÇED talebinde bulunmasının
ardından
ilçedeki siyasi partiler,
STK'lar buna karşı çıktı...
Hatta, dönemin AK Partili belediye başkanı Hasan Togar da...
O bölgede
hem sıvı hem de katı atık 
depolanmasının
çevreye vereceği 
zararlar
dile getirilirken,
tepkiler çığ gibi büyüdü...
Tekkeköy, tek ses tek yürek olmuştu...
Firma geri adım attı ama
hiç geri durmadı...
Tesislerin önündeki
100 dönümlük alana
talip oldu...
Bu alana dolgu yapılacaktı...
Ancak,
"Atık depolama"
tesisini yapabilmek için
söz konusu yerin,
Büyükşehir Belediyesi
tarafından ihaleye çıkarılması gerekiyordu...
Nitekim, Büyükşehir Belediye Meclisi
"Beklenen kararı"
oy çokluğuyla
verdi...
Aslında,
ihaleye çıkacak yerin
alıcısı belliydi...
Gerçi, AK Parti Grup Başkanvekili
Kemal Certel,
ihalenin herkese açık olduğunu
söyledi ama
Cengiz İnşaat'a rağmen
oradan
1 metrekare yeri kim alabilirdi?..
İşin hikaye yanıydı bu...
Mesele,
bu ülke için üreten
ve istihdam yaratan
firmalara
zorluk çıkarmak değil!..
Mesele, çevre sorunlarının
yanı sıra; insan sağlığını tehdit edeceği iddia edilen
sıvı ve katı atık depolama alanının
bölgeye vereceği
zarardı...
ÇED, toplantısında
halkın bilgilendirilmesi
yasa gereğiydi...
Ancak,
SAMÇEP başta olmak üzere
TEMA Vakfı 
temsilcisi
ve çevreye duyarlı STK yöneticilerinin
ÇED toplantısında,
bilgilendirilecek bölge
halkının
bulunmamasına
tepkisi vardı...
Böyle 
bilgilendirme olur muydu?..
Sanki,
yangından mal kaçırılıyordu...
Yöre insanı, özelleştirme öncesinde
yıllarca
Karadeniz Bakır ve Azot Fabrikası'nın
bacasından çıkan
gazlarla,
hem ürününden
hem de sağlığından oldu...
Hiç kimsenin
sanayiye karşı çıktığını
sanmıyorum...
İtiraz; ortaya çıkacak çevre kirliliğinin
insan sağlığını
tehdit edecek
olmasınaydı... 
Bu anlamda da
geçmişten
bugüne çevresel sıkıntılar
içinde kalan
Tekkeköylülerin 
hassasiyetini
doğru anlamak gerekir...
Mesele,
oldubittiye getirilirse,
işin boyutu
siyasi zemine
kadar taşınır!..
Bu da
"Kaş yapalım derken, göz çıkarmak" olur!..
Bu şehirde,
iki üniversite
vardır ve
ilgili alanlardaki
bilim insanları
mevzuya dahil
olup,
fikirlerini
söylemek
zorundadır!..