Sürekli aynı yerde kalmaktan, hep aynı olayların girdabında dönüp dururken kaçmak isteriz bazen. Kimi eskilerin deyimiyle tebdil-i mekanda ferhahlık vardır deyip yapar bunu, kimi hareket enerjisini başlatmak için gider… Bazen de kendi içsel yolculuğumuza çıktığımızı fark edebiliriz. Aslında bunu fark edenler şanslı kişilerdir; çünkü çıkılan her yolculuk dönüşünde aynı kişi olmadığımız gibi, kendi kişisel yolculuğumuzda da kendimizle ve hayatı algılayış biçimimizle alakalı önemli farkındalıklar ortaya çıkmaktadır.

 “Neden hep benim başıma geliyor, neden aynı şeyleri yaşıyorum” gibi cümleleri bazen hepimiz kurarız. Bu noktaya gelmek, olduğumuz hali sorgulamak her şeyin başlangıcı olmakla birlikte yeterli değildir. Sorunu çevremizde aramak, her zaman kendimizi haklı bulmak, ya da yaşadıklarımızdan duyduğumuz üzüntü ve öfkeden dolayı, dünyanın adaletsiz bir yer olduğunu düşünmek kendimizi bulma yolunda önümüze koyduğumuz engellerdir.

Unutmamalıyız ki sorun yaşadığımız hangi alan olursa olsun, değişim için kendi içsel yolcuğumuza dönmek için bir çağrıdır aslında. Çevresel faktörler, her zaman var oldu ve her zaman var olacak. Önemli olan hayatta yaşadığımız sorunlarla baş etme yöntemlerimizdir. Üstesinden gelmediğimiz durumlarda, acı çektiğimiz anlarda mutlaka, korkularımız gibi içsel sıkıntılarımızın yansıması vardır. Göremediğimiz bir tıkanıklıktan dolayı aynı çemberin içinde dolanıp durmaktan kurtulamayız. Kendi gelişim ve değişim sürecimizin tadını aldığımızda, kendimizden ve karşımızdaki insanlardan beklentilerimiz azalır. Olanı olduğu gibi kabul etme gücümüz artar. Ve bunun sonucunda daha gerçek ve kalıcı ilişkiler, değerler oluşturabiliriz. Burada olan değişim orada, burada ya da şurada değildir. Değişim tam olarak bizdedir.

Tüm bunların yanında neden içsel yolculuğumuzun bu denli önemli olduğunu vurgulamak için hayatımızı şu an ne kadar anlamlı yaşadığımızı da kendimize sorabiliriz…  Çalıştığın yerdeki işinden pek memnun değil misin? O çok istediğin popüler tatil kasabası gerçekten tatilden beklentini karşıladı mı? Evde yalnız kalmamak için yaptığın akşam programları neden o kadar da keyif vermiyor? Neden ulaşmayı çok istediğin hedefini başardığındaki huzursuzluğun sebebi ya da hayatındaki insanla bu çözülmeyen sorunların nedeni? Bu ve benzeri soruların yanıtları kafa karıştırıcıysa, yine söylemeliyim ki kendimizi daha iyi tanımak ve anlamak için kendimize dönmeliyiz… Bu yolculuğun sebebi, çevremizle ya da kendimizle ilgili yaşadığımız sıkıntıları çözmek ya da daha kendimiz için daha anlamlı bir hayat sürdürmek için gerçekleştirilmelidir.

Neyi neden yaptığımızı bilmeden yaşamak ya da günler birbirini kovalarken kendimizi ve nereye gitmek istediğimizi unutmak bizi mutsuz eder. Zaman zaman yaşadığımız geçici iç sıkıntılar, zaman zaman yaşanan öfke ya da kaygılarımız bu yolculuğa çıkmamız için bize mesaj vermeye çalışmaktadır. Hatta genelde psikolojik rahatsızlıklar bu içsel yolculuğumuza çıkmak için bir vesiledir.  Genetik yatkınlıkları bunun dışında bırakırsak eğer, psikolojik rahatsızlıkların; hayat akışında yaşanan gerginliklerin bir sonucu olduğunu ve bunlardan dolayı ortaya çıktığını gösteren pek çok araştırma mevcuttur. 

Gelen çağrıları fark ettikten sonra, kendini tanımak ve korkularımızla yüzleşmek için farkındalık, dikkat ve cesur adımlar gerekir. Bazen okuduğumuz bir kitapla, bazen denk geldiğimiz bir sohbetle bazen gördüğümüz bir fotoğrafta kıpırdanma hissedebiliriz.  Bunların hepsi bir vesiledir, görmek gerekmektedir çünkü; kendi içsel yolculuğumuza çıkmadan attığımız her adım, ileride bir çıkmaz olarak karşımıza çıkabilir. Hatta şu anda yaşadığımız herhangi bir olumsuz olayın içinden çıkamıyorsak, kendimize dönüp bakma vakti gelmiş olabilir. Eğer bu sürece girmezsek, çalan tüm alarmlara rağmen bu sürece girmemiz gerektiğini fark edemezsek olduğumuz yerde debelenip duracağız. Belki de artık düşünme ve değişme zamanı gelmiştir. Yeni alışkanlıklar, yeni değerler ve yeni ilişkiler kurabilmek için önce kendimizi tanımak zorundayız. Geçmişten, tecrübelerimizden, ailemizden ya da her türlü ilişkiden kendimize ne kattıysak bunları yeniden düzenlemek için farklı açıları yakalamalıyız. Beklentimiz asla sorunsuz bir hayat değil ama ayaklarımızın üzerinde daha sağlam durabilmek için daha huzurlu bir nokta olabilir…

Uzm. Klinik Psikolog Selinay SEYHAN

[email protected]