Tüm dünya genelinde ve ülkemizde yaşanan olumsuz olaylarla birlikte çoğumuz yoğun duygular hissediyoruz. Korona pandemisi, Kahramanmaraş ve çevre illerde yaşanan deprem, dünya genelindeki savaş tehditleri, terör olayları, ekonomik ve sosyolojik problemler, bizi oldukça yorarken, buna seçim gündemi de eklendi. 

Seçim yapmak belki de insan olmanın en belirgin özelliklerinden biri. Farkında olmasak da hemen her gün büyük ya da küçük seçimler yapıyoruz. Kimi hayatımızla ilgili önemli seçimler olurken kimi de gündelik yaşam akışında görece önemsiz ve anlık seçimler çok.  Siyasi bir seçim olduğunda da hem bireysel hem de toplumsal hafızamıza yeni bir kayıt giriyor ve tüm aşamaları hep birlikte yaşıyoruz.  

Ülkemizin geleceği hakkında karar verme süreci, zaten gergin olan bu iklimde hepimizi fazlasıyla düşündürdü. Farklı siyasi görüşlere sahip olsak da daha huzurlu ve saygı çerçevesi içerisinde bir süreç geçirmek yerinde toplumsal bir kaos yaşadığımız gözle görebildiğimiz bir gerçek. 

Hepimizin halihazırda bulunan bazı kişisel problemleri ve belirsizliklerine ülkedeki gergin ortam da eklendi. Seçim süreci hepimizi psikolojik, sosyal, duygusal ve ekonomik olarak derinden etkiledi.  Seçim süreci, bireylerin değer yargıları, inançları, kimlikleri, sosyal yaşantıları, duygusal tepkileri gibi pek çok ayrıntıyı ön plana çıkarıyor. Seçim öncesi ve seçim süreci boyunca yazılı, görsel ve sosyal medyada doğru ya da yanlış çok fazla bilgiye maruz kaldık. Akış neredeyse durmadan devam etti hızına yetişemedik. Kimi haberlere yoğun duygularla tepki gösterdik. Belirsizlik yaşadık. Korku yaşadık. En önemlisi kutuplaştık. Taraf olduk. Çocukların bile seçimden bahsettiğine tanık olduk. Gelecek kaygısı yaşadık ve hala yaşamaktayız. 

Yaşanan tüm olumsuz gelişmeler ruh sağlığımızı derinden etkileniyor ve bu yorucu duygularla baş etmek zorlaşıyor. Birileri seçildi ve birileri seçilmedi, biz ise kaldığımız yerden devam etmek durumundayız. Zorlayıcı yaşam koşullarımız devam ederken, böylesine ayrışmış bir halde toplumsal bir krizin tam ortasında öncelikle bireysel olarak psikolojik sağlamlığımızı güçlendirmek zorundayız. Gündemi güvenilir kaynaklardan takip ederken, belki bir süre buna sınır koyabiliriz. Rutinlerimize geri dönmek, kendimize zaman ayırmak, bize faydalı olan ve bizi ruhsal olarak bizi besleyen kaynaklarımıza yönelebiliriz. Toplumsal olarak yoğun bir karmaşadan geçerken, bireysel olarak baş etme yollarımızı geliştirmek psikolojik sağlamlılığımızı korumamız kendimiz ve geleceğimiz için oldukça önemlidir. 

Hep birlikte kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hem bireysel hem de toplumsal ruh sağlığımız için karşıt taraflarda da olsak aynı yerde birlikte yaşadığımızı ve önyargılarımızı bir kenara bırakıp birbirimizi dinleyebileceğimizi yeniden öğrenelim. Empati yaparak farklı düşüncelerle farkındalık kazanmak, sağlıklı iletişim ve saygı sınırları içerisinde sağlıklı tartışmalar yapabilmemiz gerektiğini hatırlayalım... Sağlıkla kalın… 
Ayrıntılı bilgi ve randevun için: 0362 233 25 25, [email protected]