İnsan yaratılış gereği harcayan, yiyip içen; tüketen bir varlıktır. Hayatının devamı buna bağlıdır. Tükettiği nesnelerin gıda olsun eşya olsun kazanılmış, hak edilmiş; helal olması hem beden hem ruh sağlığı açısından çok önemlidir. Helal olan kazançlar insan fıtratına uygun olan kazançlardır. Çünkü insanın harcadığı, yiyip içtiği maddelerle karakteri ve duyarlılığı arasında yakın bir ilgi vardır. İnsan vücudunu oluşturan hücreler ve dokular alınan besin maddelerinden oluştuğu gibi bu gıdaların helal olması da insanın manevi yönünün sağlam yapısının oluşmasına hizmet eder. Helal olması açısından güvenilen gıdalar sağlam bir manevi bir yapının oluşmasına yardım eder. Helal lokma ile beslenen vücutta oluşan hücreler ve dokular insanın karakterini de etkiler; bu kişi moral değerleri daha kolay kabul eder ve olaylar karşısında ilkeli bir duruş sergilemeye elverişli olur.
Beden ve ruh bütünlüğünde yaratılan insanın ruhen yükselişini Rabbiyle bağını kurup ona kulluk amacını öğreten İlahi Dinler, bu işte insanın yardımcısı olan bedenin beslendiği gücünü elde ettiği gıdaların temiz ve helal olmasını emreder. “Ey iman edenler! eğer sadece O’na kulluk ediyorsanız Allahın size verdiği rızıkların temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin;” Çünkü bilgi de hikmet de; aşk da merhamet de helal lokmadan doğar. 
 
Helal dinen yapılması veya dinen yenilip biçilmesi serbest olan şeylerdir Buna göre helal dinin açık bir hükmüne yasağına ve ilkesine aykırı olmayan şeylerdir. İslam dini, insanların hayatlarını çalışarak kazanmalarına büyük önem verir. Bunun için İslam ‘da çalışıp kazanma tıpkı ilim öğrenmek gibi farz kabul edilmiştir. Kişinin, kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmesi amacıyla meşru yoldan çalışıp kazanması da farz olarak kabul edilmiştir. İslam'da  helal olan işlerde çalışmak kazanmak  ibadet ölçüsünde değerli bir davranıştır. “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan nimetlerin helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın telkinlerine uymayın ; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” 
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Tebük Savaşı'ndan dönerken Sad bin Muaz'la karşılaşıp tokalaştığında ellerinin nasırlanmış olduğunu görünce bunun sebebini sormuş, O da çoluk çocuğunun nafakası için hurma bahçelerinde çalışıyorum diye cevap verdiğinde Hz Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem Sad'ın elini göstererek ‘İşte bu Allah'ın sevdiği öpülesi ellerdir’  buyurmuştur. 
Helal lokma dinimizin öngördüğü kazançlarla alınan gıdalar ve eşyalar helal; bunun dışında kalanlar ise haramdır. İnsanın aslı maddeden yaratıldığı için kullandığı maddelerin tabiatına uygun olması gerekir. Bu uygunluk hem maddeten olur kirlerden ve mikroplardan arınmış olması gibi; ikincisi de kazanılmış ve hak edilmiş helal olması gerekir. Helal övülmüş takdir edilmiş kıymetli bulunmuştur haramsa çeşitli kötülükler yüzünden zararlı bulunmuş, yerilmiştir. Bu anlamda ondan korunma amaçlı haram olduğu bildirilmiştir. Rızkın harâm yoldan kazanılmasının Allah’ın rızâsına, duâ ve ibadetlerin kabulüne de engel olduğu bildirilmiştir. Efendimiz (sav): “Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar da saçı başı dağınık toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açar, Ya Rabbi Ya Rabbi diyerek duâ eder. Halbuki onun yediği harâm içtiği harâm, gıdası harâmdır. Böyle birinin duâsı nasıl kabul edilir.“  Efendimiz (sav)‘e “Hangi kazanç daha temiz ve en iyi olanıdır diye sorulduğunda; “Kişinin el emeği ve aldatma bulunmayan meşrû ticaret ile elde edilen kazançtır.”  buyurmuş. Yine “Hiçbir kimse asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allah’ın Peygamberi Davut (as) da kendi elinin emeğini yerdi”   buyurarak helâl kazancın önemini vurgulamıştır.
 
Velhasıl mal az veya çok olmasıyla değil; helal olmasıyla el emeği; alın teri olmasıyla değer kazanır ve insan hayatında güzel sonuçlara vesile olur. Kazancın elde edilmesindense helal olması daha önemlidir. Helal ya da haram lokma insan hayatını etkiler. Helal lokma ile beslenenler daha dengeli ve mutedil olabilirken, hayatlarında mutluluğu doyasıya yaşarken; yokluğundaysa insan hayatını huzursuzluklar ve bitmeyen sıkıntılar kuşatır.
Bizler de Peygamberimizin Hz Ali'ye öğrettiği şu dua ile Allah'a sığınıyoruz 'Allah'ım bizlere helal rızık nasip ederek haramlardan koru Lütfunla senden başkasına bizi muhtaç etme'  

Mustafa GÖREN
Uzman Vaiz