Zekât, dinen zengin sayılan bir müminin, malının belli bir kısmını (Tevbe süresi 60.ayette işaret edilen yerlere) fakirlere vermesidir. Yüce Rabbimiz’in “Onların mallarında, muhtaç ve yoksulların da hakkı vardır.” ayetinde buyurduğu üzere zekât vermek muhtaç kardeşinin hakkını teslim  etmek demektir.

Dayanışma ve paylaşmanın en güzel göstergelerinden biridir Zekât. Cenâb-ı Hakk’a teslimiyetimizin , kul olma bilincimizin , yaratana karşı vazifemizin , kardeşlerimize karşı samimiyetimizin bir ifadesidir. Nerede olursa olsun ihtiyaç sahibini bulmak , kol kanat germektir. Gariplerin , yoksul ve yetimlerin , kalbi kırıkların elinden tutmaktır. Dertlerine derman olmak, sofranda yer vermektir.Hayır dualarını almaktır....

Biz, mü’minler olarak“Hayır yolunda her ne harcarsanız Allah, onun daha iyisini verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” ayet-i kerimesindeki müjdeye inanırız. Malımızın azalmayacağı ,aksine bereketlenerek artacağı inancıyla hareket ederiz. Veren elin alan elden üstün olacağı ümidiyle helalinden kazanıp zekat ve sadakalarımızla , malımızı ahiret azığı yapmayı gaye ediniriz. 
Biliriz ki mallar ve servetler birer emanettir. Bekçiyiz biz ,sadece bekçi. Bunlarla imtihan oluruz. Varlıkla imtihan. Bir değil bin şükür gerekir Yüce Allah’a. Verdiği nimetlere. Sağlık ve sıhhate. Soluduğumuz havaya , yürüyen ayağa ,gören göze  işiten kulağa . Bedenimizin şükrü namazdır , oruçtur salih ameldir.Malın şükrü de Zekattır.
Hz. Peygamberimiz (s.a.v)’in “ Su, ateşi nasıl söndürüyorsa zekât da günahları öylece silip yok eder.” hadisi rehberimizdir. Bilerek yada bilmeden işlediğimiz günahlardan arınmak için veririz. Verirken de çok dikkat ederiz. İbadet bilinci ile canı gönülden , incitmeden , başa kakmadan , gösteriş ve riyaya düşmeden , sadece ve sadece Rabbin rızasını ve hoşnutluğunu düşünerek…Veririz ki birlik ve beraberliğimizi pekişsin, kardeşliğimiz güçlensin. Verelim ki cimrilik ve dünyevileşme gibi kötü huylardan arınsın kalplerimiz . Rabbimizin sevgisine rızasına , rahmet ve ve mağfiretine kavuşalım. 
Rabbimizin övgüsüne Mazhar olan ensar gibi karşılık beklemeden vermeli. Bir köprü gibi görmeli Zekatı mü’min . Gönül köprüsü. Zenginle fakiri aynı sofrada buluşturan. Din ,dil ,ırk ayrımı yapmadan inanan herkesi kardeş kılan.. Servetler atıl kalmasın..  Zenginle fakir arasında sevgi ve güven olsun. Cimrilik ve mal hırsını çekip alsın  yüreğimizden . Peygamber (s.a.v) Efendimiz “Sadaka vererek hastalarınız için Allah’tan şifa isteyin, zekât vererek de mallarınızı korumaya alın.” buyurarak  zekat ve sadakayı tavsiye etti. Korusun malımızı zekatlar . Bereket getirsin evine , yuvasına ,verenin de alanın da. 
Kur’an-ı Kerimde  “ Namazı kılın, zekâtı verin. Önceden kendiniz için ne hayır yaparsanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı eksiksiz görür.” “Onların mallarından zekât al, bununla onları temizlersin, arıtıp yüceltirsin” buyurdu Rabbimiz.. Zekat,fitre ve sadakalarımızı kabul etsin. Bizleri bayrama kavuştursun. 
Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız  siz hayırsever milletimizin  zekat , fitre ve sadakalarınızı  yurtiçi ve yurtdışındaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.  İl ve ilçe müftülüklerimize ve Türkiye Diyanet Vakfı temsilciliklerimize   ya da online olarak Türkiye Diyanet Vakfına  başvurabilirsiniz. Yapmış olduğumuz ve yapacağımız bütün yardımların makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. “

              Mustafa OĞUZ  - Vaiz