Gazze'de
yaşanan insanlık
dramı
karşısında
yürekler dağlanıyor;
çağdaş geçinen
ülkelerin,
hak ve özgürlükler konusunda
kurulan
örgütlerin
bu
acımasızlık karşısında
sessizlikleri
ise bizleri isyan ettiriyor...
Ancak,
bu gelişmelerden,
bütün Müslümanların
ders alması
gereken
şeyler var...
"Hesaplar başka"
başlığıyla
6 gün önce
yazdığım
köşe yazısında,
insanlık dramının
Büyük Orta Doğu Projesi ile
ilgili olduğunu
belirterek;
İsrail'in, 
Mısır'dan gelen
istihbaratı
dikkate almamasına şaşırdığımı ifade etmiştim...
Bu iddiayı, İsrail yalanladı ama
ABD doğruladı...
Yani, ABD'nin de Hamas'ın
saldırısından
haberi vardı... 
Hamas operasyonları
sonrasında,
İsrail'in dezenformasyon
çabalarını
yazmıştım...
Nitekim,
başı kesilmiş çocuk görüntüleri,
öldürüldüğü söylenen
Alman genç kadın olayı,
yalan çıktı...
Neyse lafı uzatmayalım da
sadete gelelim...
ABD'nin
Ukrayna-Rusya krizini tırmandırıp,
savaşa dönüştürme 
çabalarını hatırladınız mı?..
Savaşı çıkardıktan sonra
can güvenliğini
bahane ederek,
Doğu Avrupa'ya çökmedi mi?..
Böylelikle,
Yunanistan'dan başlayıp,
Doğu Avrupa'ya uzanan
bölgede yeni üsler kurarak,
Rusya'yı
çember altına almadı mı?..
ABD, Avrupa'ya çökme
operasyonunu
tamamlayabilmek için
Ukrayna'ya milyar dolarları
boşuna mı akıttı?..
Avrupa operasyonu
hemen hemen tamamlanmış,
sıra Büyük Orta Doğu Projesi'ne gelmişti...
Bölgenin
yer altı ve yer üstü kaynaklarına
çökülecek,
küçük devletler kurulacaktı...
Ancak,
ABD'nin, bu bölgede
daha güçlü
konuşlanabilmesi için
bir neden
olmalıydı...
O da Hamas'ın
haklı gerekçeleri olsa da
zamanlama yanlışlığıyla
gerçekleşti...
Bu olayın ardından,
ABD ve İsrail,
"Bölgede harita değişecek" açıklamaları yaparak,
niyetlerini açıkça ortaya koymadı mı?..
Yoksa, Gazze gibi küçük bir il
için
dünyanın en büyük
uçak gemisinin yanı sıra,
ikincisi de gelir miydi?..
Ne oldu şimdi?..
Müslümanlar böylesine
güçsüz bırakılmışken,
sonuç kime yarayacak?..
Filistin halkına,
İsrail'in
yaşattığı
zulmü, kabul etmek mümkün değildi...
Hamas tepki verdi ama
bunun bedelini sadece 
Filistin ödemeyecekti...
Bölgedeki tüm Müslüman
ülkeler sıkıntıya
düşecekti...
Ah şu hesapsızlık!..
Bölgedeki
petrol zengini
Müslüman ülkeler,
Allah'ın bahşettiği
bu varlığın
küçük miktarını
akla ve
bilime
ayırabilselerdi,
onlara
kim "kabadayılık"
yapabilecekti?..
Bu sorunları çözmenin
yolu;
akıl ve bilimin
öncülüğünde
teknolojik
üstünlükleri
kazanmak için  
gece-gündüz demeden
çok çalışmaktan geçer...
Zaten, Rabbim de bunu emretmedi mi?..
Kur'an'ı Kerim'in
ilk inen ayeti,
Alak Suresi
"Yaradan Rabbinin adıyla oku!"
diye başlamıyor muydu?..
Allah'ın
gereksiz
bir emri olabilir miydi?..
Müslüman dünyası,
birçok
liderinin
çapsızlığı
ve emperyalist ülkelerin
süreç içindeki
tezgahlarıyla
cahil bırakılıp,
nifak tohumlarının ekilmesiyle parçalanmasaydı;
İsrail, bugün ne camiyi,
ne hastaneyi
ne de okulları bombalayabilirdi...
Bebeklerin de aralarında bulunduğu
binlerce masum
insan,
canını kaybeder miydi?..
Katledilebilir miydi?..
Sormaya devam edelim...
Ne oldu şimdi?..
"Sonuç kime yarayacak?"...
Neyse, Araf Suresi'nin
200-201. ayetini hatırlatarak,
yazıya noktayı koyalım:
"Şeytandan yana bir kışkırtma gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü o işitendir, bilendir.
Takva sahipleri, şeytandan bir dürtü olduğu zaman
düşünüp hemen gerçeği kavrarlar"...

Açıkça,
"Dolduruşa gelmeyin"
denilmiyor mu?..