Üst ve alt geçitler hakkında yazmaya başlamadan önce düşündüm bu denli küçük ve önemsiz bir mesele hakkında yazı yazılır mı diye…


Yazılacağı kanaatine vardım. Yazı, küçük meseleler için de yazılır, elbette. Üstelik, sermuharririmiz Necdet Uzun gazetede bazan öyle küçük ve önemsiz görülebilecek meseleleri yazısına konu edinip Samsun’daki bir eksikliğe dikkat çeker ki o vakit bazan küçük konular hakkında da fıkra yazılacağını görür ve anlarsınız.


Samsun’daki ana yollar üzerindeki üst geçitlerden ve alt geçitlerden bahsetmek istiyorum. Bazılarımız sürekli her gün, bazılarımız da ara ara mutlaka üst ve alt geçitleri kullanıyoruz. Bu geçitler, akan araba trafiğinin ortasında yayaların karşıdan karşıya güvenli bir şekilde geçebilmesi için hayati bir önem arz ediyor.


Hemen hemen bütün üst geçitler zaten birbirine benziyor. Samsun’da genellikle Atatürk Bulvarı üzerinde aralıklı mesafelerde üst geçitler var. Birkaç tane alt geçit var. Bildiğim alt geçitlerden birisi Büyük Camii ve AKM arasında. Ben bir de Taflan’da alt geçit olduğunu biliyorum.


Alt ve üst geçitlerin müşterek bir problemi var. Kullanışlı değiller. Bilhassa da yaşlı insanlar için merdiven basamakları hem çıkarken külfet hem de inerken tehlikeli. Sadece yaşlılar için değil elbette: Özellikle üst geçit merdivenlerinden aşağı inerken birisi dengesini bir kaybetse aşağı kadar yuvarlanmaması işten bile değil.


Üst geçitlerde (aynı problem alt geçitlerde de var) merdiven basamakları öylesine sık ve dar yapılmış ki hem yukarı çıkan için hem de aşağı inen için karşıdan karşıya geçme işi meşakkatli bir meseleye dönüşüyor. Dediğim gibi merdivenlerden yukarı çıkarken belki düşme ve yuvarlanma riski daha minimal ancak üst ve alt geçit merdivenlerinden aşağı inerken ayağı takılan biri olsa uzunca merdiven basamaklarından aşağı yuvarlanıp gider, vallahi.


Merdivenleri neden bu şekilde yapmışlar ya da yetkililer bu riski fark etmemiş mi bilmiyorum. Ancak karşıdan karşıya alt ve üst geçitten geçme meselesi çok daha ‘akıllı’ çözümlerle gerçekleştirebilir. Şimdilerde, artık başta Samsun’daki trafik düzeni olmak üzere her şey için bir ‘akıllı’ sistemimiz varken bence üst ve alt geçitler için daha kreatif, kullanışlı ve insan dostu bir çözüm bulunabilir.


Ayrıca, bildiğim ve gördüğüm kadarıyla sadece Piazza AVM önündeki üst geçitte asansör var. Bunun haricinde, Atatürk Bulvarı üzerindeki üst geçitlerde asansör de yok. Genellikle bu asansörler efektif çalışmayabiliyor ancak asansörün olması en azından hem yaşlılar hem elinde yükleri olanlar hem de bebek arabası vesaire olanlar için elbette önemli.


Bence, Samsun’da üst ve alt geçitler meselesi sil baştan ele alınarak değerlendirilmeli. Akan araç trafiğinde karşıdan karşıya geçme meselesini en medeni ve kullanım açısından kolay olacak şekilde nasıl çözülebileceğinin yolları bulunmalı.


Belki merdivenler İstanbul ve Ankara metrolarında olduğu gibi yürüyen merdiven olabilir. Merdiven basamakları daha geniş ve seyrek aralıklarla olup iniş ve çıkış için en elverişli hâle getirebilir.


Hadi, kendimden bir öneriyle yazıyı bitireyim: Biz, demirden plakalarla ve kauçuk zeminle üst geçit yapıyoruz. Halbuki, bizim kültürümüz için köprüler önemlidir. Üst geçitler ya da alt geçitler, mimari açıdan emsal teşkil edecek incelikte ve zarafette yapılabilir. Geçmişimiz, gündelik ihtiyaçları giderirken ortaya bir sanat eseri koymayı başarmış örneklerle doludur. Sadece biz değil, mesela, Roma medeniyeti de böyledir.


Samsun’u alt ve üst geçitlerle donatalım. Ve bunların hepsi mimari zaviyeden parmakla gösterilecek işler olsun…


Elbette, bu sadece geleneksel mimari demek değil. Modern mimariyi de kullanarak harikulade işler yapabilirsiniz. Geçtiğimiz günlerde vefat eden modern mimarinin ustası Frank Gehry’nin eserleri böyleydi. İlle de Ankara’nın 5 girişine yapılan kapılar gibi çarpık bir modernleşmenin tezahür ettiği geleneksel bir yöntem izlemek zaruri değil.
Yeter ki düşünen, akıl eden ve hayâl etmeyi bilen insanlar var olsunlar…


Gazi Giray Günaydın
[email protected]