Arthur Rimbaud’u evvelce okumuştum. Bu sıralarda, yeniden okuyorum. Rimbaud da dâhil olmak üzere birçok yabancı şairi okuma çabasının talihsizliği, eğer ki orijinal metinden okumuyorsanız çeviri bir metinle karşılaşmaktır. Rimbaud’un Une Saison en Enfer ve Illuminations kitaplarındaki şiirlerini okumak böyle bir soğuklukla karşılaşmayı beraberinde getiriyor.
Üstelik bu seçme şiirler toplu bir kitap olarak İlhan Berk gibi usta bir şairin çevirisiyle hayat bulmasına rağmen…
İlhan Berk, Rimbaud şiirlerinin Türkçe’ye çevrilmesindeki müşkülün onun dilinden kaynaklandığını belirtiyor. Çünkü Fransızca orijinalindeki bu dilin Türkçe’deki karşılığını bulmanın pek zor olduğunu söylüyor. Bunun sebebi, İlhan Berk’e göre dilin Rimbaud’dakine benzer olanaklarını Türkçe’de şiirimizde denememiş olmamızdır.
Dil meselesi kadar Rimbaud’un tarzına da alışık ve açık olmak gerekiyor. Çünkü Arthur Rimbaud yalnızca çok küçük yaşta yazdıklarıyla dünya edebiyatında kendine mahsus karakteristik bir hüviyet edinmiş bir şairdir. Yine, Rimbaud şiirinde karşımıza çıkan zorluklardan biri de yapı güçlüğüdür. Çağdaş Türk şiirinin yeni yeni alıştığı bu yapılar Rimbaud şiirini çevirmeyi zorlaştıran başka etmenlerdendir.
Bu denli duygu dolu bir gençlik acısını Rimbaud şiirinde donuk ve hissiz bir anlatıya dönüştüren, işte, bu çeviri şiirle karşılaşmış olmak. Rimbaud’un yazdığı konular da öteki başka şairlerden başkadır. İlhan Berk, Rimbaud’un şiirinde kullandığı yapıların ‘huysuz’, ‘dik kafalı’ ve ‘bozguncu’ olduğunu söylüyor. Bunun sebebini onun genç yaşta şiir yazarak şiiri bırakması olarak görebiliriz.
Arthur Rimbaud şiiri için ‘lirik şiirler’ nitelendirmesini yapmayacağım. Aslına bakılırsa onun yazdıkları liriktir. Ancak Rimbaud’da klasik bir lirizm edebiyatı yapmanın ötesinde bir sancı ve acı söz konusudur. Bu dünya ağrısı onu aşkın ve lirizm kıyılarında özgürce dolaşmasını sağlayan bir gemi işlevi görecektir.
Rimbaud’un kendime benzettiğim bir yanı var: Şiirinde anlâmı bile isteye kapatıyor ve metnin içerisinde sadece bazı yerlerde belirli aralıklarla anlâmın fışkırabileceği açıklıklar bırakıyor. Dolayısıyla, bu şiir için emek isteyen şiir, diyebiliriz. İlk bakışta değil okundukça açılıyor.
Son olarak bir öneride bulunmak istiyorum. Bana kalırsa, Arthur Rimbaud’u okumak için en iyi çeviri ve baskılardan biri Ketebe Yayınları’ndan İlhan Berk çevirisiyle çıkan seçilmiş şiirlerdir. Rimbaud’u okumak isteyenlere bu edisyonu tavsiye ederim.
Gazi Giray Günaydın