Tekkeköy'de
azot ve bakır fabrikaları
yüzünden
geçmişte yaşanan
çevresel sorunları
unutmadık!..
Asit yağmurları
nedeniyle
insanlar sağlığından olmuştu...
Evlerin üzerindeki çatı sacları,
sanki kurşun
yağmış
gibi delik deşikti...
Özellikle
Aşağıçinik Mahallesi'nde
nice insanın
akciğer kanserinden
hayatını kaybettiği de unutulmadı...
Devlet, bu kirlilik nedeniyle yıllarca
üreticiye mahkeme kararlarıyla
büyük bedeller ödedi...
Özelleştirme öncesi
fabrikaların bacalarına
filtre sistemleri
kuruldu ama
yaşanan can ve mal kayıplarının
telafisi mümkün müydü?..
Kurtulduklarını sanan Tekkeköylünün,
bu defa da
6 No'lu fuel-oil ile çalışan
mobil santrallerle
başı derde girmişti...
ANASOL-D iktidarında,
ANAP'lı bakanın başında bulunduğu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
projenin destekçisiydi...
O zaman başında bulunduğum
gazetede,
halkın isyanını günlerce
sayfalara taşıdık!..
Güç odakları,
gazetenin sahiplerinden
İsmail 
Uyanık'ı araya koyarak,
yayının durdurulmasını bile istemişti...
Uyanık, o baskı ve tekliflerin
aksine, "doğru bildiğin yolda yürü"
diyerek, beni cesaretlendirmişti...
O yıllarda
Samsunspor Kulübü Başkanı olan İsmail Uyanık'ın
duruşunu
hiç unutmadım!..
Kamuoyunda tepkiler giderek yükseliyordu...
ANAP İl ve Merkez İlçe Teşkilatı, Ankara'da
konuyla ilgili olarak,
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'la görüştü...
Rahmetli Yılmaz,
Samsun'dan gelen
heyete, "santralin doğalgazla çalıştırılacağını"
söyleyince,
Ankara'dan geç saatlerde aranmıştım...
Gazetenin manşetini de
"Flaş flaş" spotuyla,
"Santral doğalgazla çalışacak"
başlığıyla
değiştirmiştim...
Ertesi gün, devletin önemli bürokratlarından biri beni arayarak,
"yalan" demişti...
O haklı çıktı sonunda...
DSP'li Çevre Bakanı ise
"Fuel-oil kullanılmayacak" dediği halde,
santral çalıştırıldı...
Rafineri atığıyla
millet zehirlenmişti...
AK Parti, yeni kurulmuştu...
Milletvekili adayları, Tekkeköy Meydanı'nda
parti otobüsünün üstünde
"Santral çalıştırılmayacak" diye söz vermişti...
Hakkını teslim etmem gereken biri var...
O da dönemin AK Parti Samsun Milletvekili
Cemal Yılmaz Demir'di...
TBMM'de Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını sağlayarak, belgeleri ortaya koydu...
Ancak, devletin
her iki santral şirketine
125 milyon lira tazminat ödemesi
engellenememişti...
Çünkü, santrallere alım garantisi verilmişti...
Sisteme bakar mısınız?..
Yazık değil miydi 
tüyü bitmemiş yetim hakkının peşkeş çekilmesine?..
Bu arada, Çarşamba Eğercili'deki
biyokütle enerji santralini de hatırlatalım...
Sistemin gidişatı
aynı olacak!..
Santral kurulurken,
bunu da
yazmıştım...
Neyse uzatmayalım!..
Köşe yazıma,
"Tekkeköylünün çilesi bitmeyecek mi?"
başlığını atmamın
nedeni bu işte...
Süreç bize bunu 
örneklerle hatırlatmıyor mu?..
Şimdi o santrallerden birinin
sahibi olan şirket,
bir başka fabrikasının 
atığını depolamak amacıyla
yaklaşık 82 hektar alanda
tesis kurmak için
ÇED raporu
başvurusunda bulundu...
Tekkeköy'de AK Partili Belediye Başkanı
Togar dahil,
tüm siyasi parti ilçe başkanları ve
STK temsilcileri, elbette halk tepkili...
Bu defa işler zor gibi!..
Yatırımcıya karşı olmak
aklımın ucundan
geçmez!..
Keşke, daha çok
yatırımcı olsa!..
Ancak,
bu yatırımlar vatandaşın
sağlığını
tehdit ederse, iş başka!..
ÇED raporu, Ankara'dan
halledilirse,
yıllarca çevre sorunlarıyla boğuşan
Tekkeköylü, en sonunda "Bizi rahat bırakın" diyerek,
patlama noktasına gelecek
ve hukuki süreçte
mücadelesini yapacak!..
Bu defa işler zor olacak galiba...