Çevre il ve ilçelerden
gelerek
büyük coşkuyu
gururla
yaşayan insanların
ziyaret ettiği
Milli Mücadele'nin
simgesi,
"Bandırma Vapuru"nun
Samsun'a ikinci kez çıkışının
hikayesi;
tıpkı, 16 Mayıs 1919'da
İstanbul'dan
denize açılıp,
Karadeniz'in hırçın dalgalarıyla
boğuşarak
bu şehre ulaşması
gibi zorluklar ve ilginçliklerle
doluydu...
Bandırma Vapuru;
İngiliz tersanelerinde
demir gövdeli, buharlı pervaneli genel yük- yolcu gemisi olarak,
“Trocadero” adıyla 
yapılmış ve Temmuz 1878’de denize indirilmişti...
Birçok sahip değiştiren ve
son olarak "Kymi" adı
verilen
gemi, 16 Aralık 1891’de Erdek seferi sırasında seyir hatası olarak Erdek’te kayalıklara bindirdi ve baş taraftan oturdu. Tam kayıp sayıldıysa da Kaptan Andreadis satın aldı ve gemiyi oturduğu yerden kurtardı. Yedekleyerek, İstanbul Haliç’te onarıma aldı...
1892’de Pire merkezli G.& P. Dandelo firması, gemiyi satın aldı ve “Panderma” adını verdi...
1894’te Panderma’yı, İstanbul’da İtalyan alım satım brokeri olan Rama P. D’Erasmo satın aldı. Aynı yıl gemi, Osmanlı İdare-i Mahsusa’ya (Deniz Yolları İdaresi) satıldı ve vapura  “Bandırma” adı verildi...
1910 yılında Bandırma Vapuru, Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi’ne 
(Osmanlı Deniz Yolları İdaresi) devredildi...
Bandırma Vapuru, I. Dünya Harbi nedeniyle nakliye gemisi olarak hizmete alındı. Ağustos 1915’te Marmara’da konvoy halinde seyrederken, İngiliz HMS E-14 denizaltısı tarafından atılan torpidonun isabet etmemesi sayesinde, batmaktan kurtuldu...
Bandırma Vapuru,
16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra İstanbul Galata Rıhtımı'ndan Mustafa Kemal Paşa ve 18 silah arkadaşıyla birlikte
19 Mayıs 1919 Pazartesi sabahı, saat 08:00’de Samsun Tütün İskelesi’ne
vardı. Böylelikle Millî Kurtuluş Mücadelesi'nin "efsane gemisi" haline geldi...
1923’te Bandırma Vapuru, Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’ne  (Türkiye Deniz Yolları İdaresi) devredildi.
1924’te hizmet dışı bırakıldı...
1925’te Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’nin (Türkiye Deniz Yolları İdaresi) kararıyla Haliç, Balat Köprübaşı Bereket Sokağı sahilindeki gemi hurdacısı Hüseyin İlhami Söker’e satıldı ve sökülerek yok edildi...
Bandırma Vapuru'nun
kaderi de
hizmet dışı
kalan
diğer gemiler
gibi "jilet" olmaktı...
Yani, "Bandırma Vapuru"
diye bir gemi yoktu
artık!..
Ta ki, dönemin Samsun Valisi Metin İlyas Aksoy
ve sevgili eşi gazeteci
ablamız
Olcay Göker Aksoy,
devreye girene kadar...
Vali Aksoy, 
19 Mayıs 1999'da,
80. yıl kutlamalarında
neredeyse,
bütün Türkiye'yi
Samsun'a toplamıştı...
19 Mayıs 1919
doğum tarihli nüfus hüviyet cüzdanı
belgesiyle,
Atatürk'ün doğum günü pastası da
ilk kez o yıl, Cumhuriyet Meydanı'nda
coşkulu bir kalabalık huzurunda
kesildi...
"Atatürk'ün şehri Samsun"
tanımlaması da
Aksoy'a aitti...
Ama bir şeyi
eksik görüyordu...
Aksoy, Kurtuluş Mücadelesi için
yola
çıkan
Gazi Mustafa Kemal
ve 18 silah arkadaşını
Samsun'a taşıyan
Bandırma Vapuru'nu
aslına uygun olarak
yaptırmayı kafasına koymuştu...
Bandırma Vapuru'nun
yapılması,
büyük fotoğrafı tamamlayacaktı...
Vali Metin İlyas Aksoy, İl Özel İdaresi'ndeki bazı 
İl Genel Meclisi üyelerinin itirazına
rağmen
450 bin liralık
ödeneği kabul ettirdi...
Mesele sadece para 
değildi...
Geminin aslına uygun yapılması için
planlar
gerekti...
İngiltere'deki
tersane yöneticilerinden ve
tarihçilerden
yardım istendi...
Belgeler uzun uğraşlar
sonucu toplanmış, artık her şey hazırdı...
Geminin replikasını
kim yapacaktı?..
İnşası Sinoplu tersane sahibi Çetin Taşkın'a
450 bin liraya ihale edilerek
300 günde
tamamlanan
Bandırma Vapuru,
2005 yılında
Büyükşehir Belediyesi'ne
devredildi...
Bandırma Vapuru'nun
giderleri,
Büyükşehir Belediyesi'nin imkanlarıyla
karşılanabilirdi...
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı
Yusuf Ziya Yılmaz da
çevre düzenlemeleri ve özenli bakımlarıyla
Bandırma Vapuru'nun
milyonlarca insan
tarafından ziyaret edilmesini
sağladı...
Eskiden Karadeniz turlarında
"pas" geçilen Samsun;
Bandırma Vapuru sayesinde
uğrak yeri olmuştu...
Bununla birlikte
Atatürk Müzesi, Panorama Samsun,
Atatürk Evi de
ziyaret edilmeye başlanmıştı...
Yapımı tamamlansaydı,
Samsun Etnografya ve Arkeoloji
Müzesi de 
ziyaret edilebilecekti... 
Dün, Bandırma Vapuru'nun ziyaretçi akınına
uğraması;
"Atatürk'ün şehri"
tanımının
yanı sıra,
Milli Mücadele'nin başlangıç
simgesi
gemiyi, replikasıyla Samsun'a ikinci kez
çıkaran
Vali Metin İlyas Aksoy,
gazeteci eşi ablamız 
Olcay Göker Aksoy
ve geminin
bugünlere ulaşmasında
emeği olan
dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı
Yusuf Ziya Yılmaz'ı 
hatırlatmak,
bu şehrin insanı olarak
benim için bir "vefa" borcuydu...
Samsun'a hizmet edenler
unutulmaz!..
"Selam olsun" onlara...