Yılların siyaset insanı Bülent Arınç, bir konuşuyor, pir konuşuyor. Aktif siyasetin ardından köşesine çekilen, AKP’nin kurucularından, TBMM Başkanlığı ve bakanlık gibi önemli görevler üstlenen Arınç, son açıklamasıyla gündeme adeta damgasını vurdu. Arınç’ın “Bizim dindar insanlarımızın bile tamamen tersine döneceğini bir gün göreceksiniz. Çünkü onlar hamaset dolu konuşmaların yanında cebine giren paraya bakar, cebinden çıkan paraya bakar. Orada bir eksilme görüyorsa din, iman, vatan, millet bunlar bir kenarda durur, yine onlara saygısını eksik etmez ama değer yargıları tamamen değişebilir. Dindarların gazabından korkmak lazım. İşlerine gelmeyen bir şeyle karşılaştıklarında ne aslandı ne kaplandı hiçbirini dinlemez bu insanlar.” ifadeleri AKP’ye gönderme. Diğer yanda çıkarcılığı da işaret ediyor deneyimli siyasetçi. Çekilmez boyutlara ulaşan hayat pahalılığını kendi söylemiyle “dindarlar” üzerinden dile getirmeye çalışan eski Meclis Başkanı, sözlerinden ötürü övgülerin yanında yoğun eleştiri ile karşılaştı. “Bu ne hadsizlik” diyen eleştirilerin yanında “Doğru söylemiş bunlar paraya tapar” diyerek Arınç’a destek verenler oldu. Partinin “ağır ağabeylerinden” Arınç, dindar olarak nitelendirdiği kitlenin sonsuza dek AKP’yi desteklemeyeceğini, ekonomik sorunlardan ötürü güç bela geçinmeye çalışmaya başladıkları an ve ekonomileri zarar görürse AKP’yi destekten vazgeçebileceklerini ifade etmiş. Etmiş de kullandığı sözcükler partililer tarafından hoş karşılanmadı. Markette her gün değişen etiketler, çarşı pazarın cep yakan fiyatları salt “dindarların” değil milyonlarca dar ve sabit gelirli kitlenin temel sorunu. Bir türlü önlenemeyen yüksek enflasyon halkın bütçesine ağır darbe vuruyor. Ele geçen düşük ücret ve maaşlarla zorlukla geçinmeye çalışıyor, işsizlikten insanlar bunalımda. Siyasi irade ne denli “ekonomide işlerin iyiye gittiğini” savunsa bile yaşamın gerçeği tersini gözler önüne seriyor. Kısaca yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve işsizlik halkı kıskaca almış durumda. Market ve pazarlardaki yüksek fiyattan Cumhurbaşkanı Erdoğan da yakınarak bir anlamda dar gelirlinin çığlığına hak verdi. Şimdi de yılların “Kurt Politikacısı” Bülent Arınç, kendi söylemiyle “dindarlar” üzerinden siyasi iradeye sorunlu ekonomi, gelir düzeyi farklılığı uyarısında bulunuyor. Haklı da... Öyle ya, 10 milyona yakın emekçi ayda 2 bin 825 lirayla yaşama mucizesi gösterirken, emeklinin çoğunluğu 1500 -2500 lira aylığa talim ederken, eski vekil ve bürokratlar çeşitli kamu kurumlarında yönetim kurulu üyeliğinden 4,5 maaşla gününü gün ediyor, cebini dolduruyor. Bu ne dine ne de vicdana sığar. Ne ki, Bülent Arınç’ın halkın sorunlarını gündeme getirmesi ne kadar doğru ve yerindeyse, kullandığı “dindarlar” sözcüğü ayrımcılık açısından son derece yakışıksız ve o denli sakıncalı. AKP’ye oy verenler dindar, diğer partilere veren değil. Olmaz. Parti tabanını esas alarak o nitelemeyi yapsa bile kabul edilemez. Dediğim gibi, geçim zorluğu ve işsizlik dindarlar gibi inanan ve inanmayan tüm kişilerin ortak sorunu. Hem din kimsenin tekelinde değil...