Üç gün süren CHP’nin 39. Olağan Genel Kurulu’nda Özgür Özel dördüncü kez genel başkan seçilirken, yeni program da kamuoyuna açıklandı.
Rekor oyla genel başkan seçilen Özgür Özel’in anahtar Parti Meclisi (PM) listesi fire vermeden delegelerden onay aldı. Kurultay sonuçları ile eli daha güçlenen Özel ve yenilenen PM, CHP’yi seçime hazırlayacak. Özel, çalışma arkadaşlarını belirlediğine göre, bundan sonra daha yoğun mesaiye başlayacaktır. İki yılda dört kez genel başkan seçilen Özgür Özel ve yenilenen PM’nin tez kurultay modundan çıkarak başta ekonomi ve demokratikleşme olmak üzere ülkenin temel sorunlara iyiden iyiye odaklanmaları gerekiyor. Zira CHP’nin 1300’ü aşkın delegesi genel başkanlarına “yürü arkandayız” mesajını oyları ile güçlü bir şekilde verdi.
Özgür Özel’in yeni yönetim listesinde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin tümüne yer vererek, “değişimi gerçekleştiren” kadrolara vefa gösterdiği yorumları yapıldı. Listede hem Ekrem İmamoğlu’na yakın hem de Kemal Kılıçdaroğlu döneminde görev yapan iki ismin yer alması ayrım yapılmaksızın oluşturulan güçlü yönetimin fotoğrafı olarak değerlendirildi.
Kurultayın ilk günü kamuoyuna duyurulan yeni programda büyük maddi sorunlar yaşayan emek, emekçi, asgari ücretli, çiftçi ve esnaf ile diğer kitlelere ilişkin çeşitli vaatler yer aldı. Demokrasi ve ifade özgürlüğüne keskin vurgular yapıldı. Programdaki diğer önemli başlıklar toplumun beklentilerine yönelik konulardı. Eğer CHP iktidara gelirse bu vaatlerin yerine getirilmesini umutla bekleyecek milyonlarca dar ve sabit gelirli. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığından belini doğrultamayan, çok düşük aylık ve maaşlarla ay sonunu getirmeye çalışan milyonlarca gariban vaatlerin hayata geçirilmesi ile soluklanmak istiyor. İyice ekonomik cenderenin altına girdi, pahalılıktan başını kaldıramaz hale geldi sabit gelirli insanlar.
19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gerçekleştirilen operasyonun ardından alanlara çıkan, yurt içinde 70’i aşkın mitingde konuşan Özgür Özel herkesin takdirini kazanan tarihi başarı elde etti. Konuşmalarında tabanı kadar, pahalılıktan inim inleyen insanların sesi oldu. Bu tutumu ile seçmenin sempatisini kazandı. Bitmek bilmeyen enerjiyle her hafta sonu Anadolu’nun bir ilinde hafta içi İstanbul’un bir ilçesinde on binlere hitap etti. Partisinin üzerindeki ölü toprağını kaldırdı, halkla, garibanlarla buluştu.
Seçime kadar olan süreçte CHP olası kapatma davası tehdidi yaşayabilir. Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianamede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yargıtay Başsavcılığı’na bildirimde bulunuldu. Başsavcılık bu bildirimin siyasi partiler yasası uyarınca zorunlu olduğunu açıkladı. Kimi çevreler bunu CHP’nin kapatılmasına yönelik olduğunu dile getirdi. Umarım Yargıtay Başsavcılığı, ana muhalefet partisinin kapatılmasına ilişkin bir dava açmaz. Zor günler geçiren ülkenin yeni bir gerilim yaşamaya hakkı yok. Milyonlarca seçmeni olan birinci parti konumundaki CHP’nin kapatılması demokrasiyi oldukça hırpalar. Olası bir davada dünya ve Avrupa’nın gözü Türkiye’nin üzerinde olacak, gelişmeler yakından izlenecektir. Geçmişte yaşananlara bakıldığında parti kapatmanın ülkeye ve siyasete fayda sağlamadığı açıkça görüldü. Kapatılan parti başka isimle daha güçlü halde siyaset arenasında yer alıyor. Siyasi partileri ancak seçmen kapatır, yaşamına son verir.
Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultayın başladığı gün iktidara yakın bir gazetede CHP’yi ağır eleştirmesi hoş olmadı. Eski çalışma arkadaşlarına karşı bu denli öfkeli olması, içindeki kini kusması parti tabanı kadar diğer seçmenler tarafından eleştirildi. 13 yıl genel başkanlık koltuğunda oturduğu partiye karşı salvolarda bulunması hiç etik de değildi. Bugün Özgür Özel varsa, yarın bir başkası CHP genel başkanı olacaktır. Koltuk kimseye baki değil. Önemli olan o koltuğu bıraktığınızda güzel sözlerle anılmaktır.
