Nitelikli yerli filmlerin gösterime çıkması, her çarşamba günü biletlerin 120 TL olması seyirciyi yeniden sinema ile buluşturdu.
Salgın döneminde boşalan salonlar, bu yıl iyiden iyiye dolmaya başladı. Seyirci sayısı geçen yıla göre yüzde 50 oranında arttı. Pandemide kapanan salonların tümü açılmasa bile birçoğu seyirci artışına koşut yeniden faaliyete geçti. Yedinci Sanat tutkunları yerliler kadar önümüzdeki yıl Oscar’a aday olması beklenen filmlere oldukça ilgi gösteriyor. Dijital platformlara kapılan seyircinin yeniden salonlara koşması sinema işletmecilerinin yüzünü güldürüyor. Yeşilçam filmlerine özlem duyan milyonların sinema tutkusu biletler de ucuzlayınca canlandı. Öyle ki gişelerde uzun kuyruklar oluşuyor. Salonlar ön sıralara dek doluyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belli sinema işletmecileri arasında yapılan anlaşma uyarınca sinema biletleri her hafta çarşamba günü 120 TL’ye sabitlendi. Bakanlık, sinema işletmecilerine belli tutarda maddi katkı sağlıyor. Seyirciyi salonlara döndüren çarşamba günleri ucuz bilet satışı yılbaşına dek sürecek. Sinema severler uygulamanın yeni yılda da sürmesini istiyor. Zira diğer günlerde bilet fiyatları cüzdan boşaltıyor. Dört kişilik bir ailenin hafta sonu sinema keyfi 1500 TL’yi aşıyor. Sinemaların bulunduğu kentlere göre bilet fiyatları 350 TL’den başlıyor, salonun kalitesine göre 1000 TL’ye kadar ulaşabiliyor. Çarşamba günü dışında emekli ve 60 yaş üzeri yurttaşa bilet 225 TL’den satılıyor. Uygun gibi görünse bile bu fiyat bütçelerini oldukça zorluyor. Çarşamba günlerini bekliyor emekli de sinema keyfi için.
Yakıcı fiyatlardan ötürü lokanta ve eğlence merkezlerinden uzaklaşan , sevdikleri şarkıcı ve sanatçıların konserlerine gidemeyen, devlet tiyatrolarının dışında özel tiyatronun yolunu uzun yıllardır unutan milyonlarca dar ve sabit gelirli haftanın bir günü de olsa 120 TL’ye salonlarda film izleyebiliyor. Kültürel gereksinimini böyle gidermeye çalışıyor. Kültürel ihtiyacı karşılamak diğer temel gereksinimler gibi bireyin vazgeçilmezidir. Bu nedenle ucuz bilet uygulaması 2026 yılında da sürmeli. Hem izleyici kazanacak hem de yapımcısı, yönetmeni, oyuncuları, set emekçileri ve salon işletmecilerinden oluşan sinema endüstrisi kazanacak. Salonlar dolacak, yapımcının, yönetmenin iştahı kabaracak izleyiciyi salonlara çekecek yeni nitelikli filmler kotarılacak. Yeni filmler çekildikçe oyuncuların yanı sıra binlerce set emekçisi ekmek parası kazanacak. Var mı daha ötesi. Kültür ve Turizm Bakanlığı , sinema işletmecileri bir araya gelerek bu kampanyanın 2026 yılında da sürmesi için anlaşma yapmalı.
İzleyiciyi salonlara çeken, işletmecinin yüzünü güldüren o filmlerden birkaçı;
Yönetmenliğini Mert Baykal’ın üstlendiği usta oyuncu Haluk Bilginer ile komedinin son yıllarda çıkış yapan ismi Feyyaz Yiğit’in baş rolünde oynadığı “Yan Yana” filmi seyirci rekoru kırmaya devam ediyor. Fransız yapımı “Can Dostum” filminden uyarlanan üç hafta önce gösterime çıkan “Yan Yana’nın seyircinin yoğun ilgi karşısında uzun süre salonlarda olacağa benziyor. Haluk Bilginer ile Feyyaz Yiğit’in uyumlu oyunu seyirciyi kırıp geçiriyor. Günlük yaşamın dertlerinden sıyrılmak için bire bir iyi geliyor.
Geçen hafta gösterime giren Adile Naşit’in yaşamını anlatan Çağan Irmak imzalı “Adile” filmine de kayıtsız kalmadı sinema severler. Hatırı sayılır seyirci filmi izlemek için salonları doldurdu. Adile Naşit’e saygı niteliğindeki yapımın bir süre daha gösterimde kalması bekleniyor. Merakla beklenen bir başka yapım, “İftarlık Gazoz”, “Dondurmam Kaymak”tan anımsadığımız Yüksel Aksu’nun yönettiği “Bak Postacı Geliyor”. Ozan Akbaba, Fikret Kuşkan, Ahmet Mekin gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı film 12 Aralık’ta gösterime çıkacak. Yüksel Aksu, son filmini de kendi bölgesi Ege’de çekti.
19 Aralıkta ise James Cameron’un son yapımı “Avatar: Ateş ve Kül” izleyicinin karşısına çıkacak. James Cameron bu filmi ile “Avatar” serisini noktalıyor. Önceki üçleme de olduğu gibi dünyada ve Türkiye’de rekor izleyiciye ulaşması kuvvetle muhtemel.
Nitelikli filmler ne kadar çok olur, emek harcanır, insana ne kadar dokunursa seyirci o filmlere kayıtsız kalmıyor. İzleyici yönetmen ve yapımcıya , “Siz iyi filmler çekin, biz salonları doldururuz” mesajını veriyor.
