Bizi en faziletli geceye, Kadir Gecesine tekrar ulaştıran Rabbimize hamd-ü senalar olsun. Kadir Gecemiz mübarek olsun, hayırlar getirsin inşaallah. Ramazan ayına girerken Resulullah (sav) şöyle buyurmuştu: “Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır, o ayın orucunu Allah size farz kılmıştır. O ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur. Onda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan gerçekten mahrum kalmıştır.” Şu günlerde ruha deva bedene şifa orucumuzla, teravihimizle, mukabele, farz ve nafile ibadetlerle değerlendirdiğimiz rahmet mağfiret ve beraat ayı olan Ramazan ayına veda etmenin hüznünü yaşamaktayız. Bununla beraber Mübarek Kadir Gecesinin ulaşmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. Bu geceyi bu kadar çok değerli kılan elbette ki Gönüllere şifa olan Kur’ân-ı Kerim’in bu gece de indirilmiş olmasıdır. Nitekim Yüce Allah: “Şüphesiz, biz Kur’ân’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadîr, 97/1-5) buyurmaktadır. Bir hadiste, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanma imkânına sahip bulunmalarına karşılık Müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir (el-Muvatta, “İtikâf”, 15); Bir gün Resulullah (sav) efendimiz, İsrail oğullarından Allah’a seksen sene ibadet edip bir göz açıp kapayacak süre bile isyan etmemiş olan dört kişiden bahsetti, bunların Eyüp (a.s.), Zekeriya (a.s.), yaşlı adamın oğlu Hazkiyal ve Yuşa bin Nun olduğunu bildirdi. Resulullah (sav)in ashabı, bu duruma hayran oldular. Bunların makam ve derecelerine ulaşmanın imkânsız olduğunu düşündükleri sırada Cebrail (a.s.) gelip dedi ki, “ Senin ümmetin bu kişilerin seksen yıllık ibadetlerin hayran oldular, hâlbuki Allah Teâlâ ondan daha hayırlı iyi bir şeyi senin ümmetine indirdi” ve Kadir süresini okudu. Peygamber (sav) Efendimiz ve beraberindekiler bunun üzerine çok sevindiler.” Bin ay yaklaşık seksen üç yıla tekabül eder, aslında bu süre, dolu dolu ibadet ile yaşanmış bir insan ömrü demektir. Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı (Buhârî, “Fazlu leyleti’l-Kadr”, 5) Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları affolunur.” (Buhârî, Fadlu Leyleti'l-Kadr, 3) müjdesine nail olabilmek için sayısız manevi güzelliğin yaşandığı ve mükafatların sınırsız olarak verildiği bu geceyi rabbimize bizi yaklaştıracak ibadetlerle; nafile namaz kılarak, Kur’ân okuyarak, zikir, tesbîh ve dua ile ihya ederek geçirmeliyiz. Hz. Aişe validemiz, bir gün Efendimiz (s.a.v)’e: Ey Allah’ın Resûlu, Kadir Gecesine ulaşırsam nasıl dua edeyim? diye sordular. Peygamberimiz (s.a.v) de: “Ey Allah’ım, şüphesiz sen çok affedicisin. Affı seversin. Beni de af eyle” (Tirmizî, Sünen, Deavât, 84) diye dua edersin buyurdular. Unutmayalım ki tövbeleri kabul eden Cenab-ı Haktır: "Ey Mü’minler, hepiniz Allah’a tevbe ediniz ki, felâh bulasınız." (Nûr:31), "Ey Habibim, kullarıma de ki: Ey kendilerinin aleyhinde, günahta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir." (Zümer:53) Allah’ın rahmetinin yeryüzünü kuşattığı gece olan “selam gecesinde” samimi dualarımıza alçak gönüllülükle, rabbimize yakarıp gözyaşı dökerek af dilemeliyiz. Bu geceyi samimiyetle namaz kılarak, tövbe ve istiğfar ederek, efendimize selat-ü selamlar getirerek, anne babalarımızın, akrabalarımızın yanlarına gidemesek te telefonla arayarak gönüllerini almaya gayret göstermeliyiz. Samsunlu hemşerilerimin, Milletimizin ve İslam âleminin Kadir Gecesini tebrik ediyor, rabbimden tuttuğumuz oruçları, yaptığımız tüm iyilik ve ibadetlerimizi kabul etmesini niyaz ediyorum. Bu gecede yapılan dua ve yakarışların, İslam âleminin birlik ve beraberliğine, insanlığın barış ve huzuruna, içinde bulunduğumuz salgın hastalıktan şifa bularak kurtuluşa ermemize vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. SEYFULLAH ÇAKIR SAMSUN İL MÜFTÜSÜ