Daha önceki birçok yazıda üzerinde durduğum bir konuyu, bugünlerde yine sıklıkla karşılaştığım için bir kez daha ele almak istedim. Hepimizin hedefleri, hayalleri, planları ve uğruna zamanını yani ömrünü harcadığı işlerimiz var. Herkes zaten zorlu olan şartlarda büyük bir mücadele veriyor. Kimi yeni iş kurmak, kimi işini geliştirmek, kimi ayakta kalmak, kimi ise yeni bir şeyler denemek için büyük bir uğraş içinde. Bütün bunları yaparken en büyük yardımcımız ise aldığımız doğru kararlardır. Bu kararlar, bazen ürün seçimi, bazen eleman seçimi, bazen ortak seçimidir. Bütün bunları yaparken iki önemli şeyi harcarız. Bunların birincisi ve en önemlisi zaman, ikincisi ise bütçe yani paradır. Ve en az bu ikisi kadar önemli olan bir başka şey ise zaman ve para arasında oluşturulan zamanlamadır. İkisi ya birlikte kazanır, ya da birlikte kaybeder. Boşver olan paraya olsun ben tecrübe edindim demek ise geçen zamanı parayla satın aldığını düşünmenin verdiği dayanılmaz hafiflikten başka bir şey değildir. Özellikle işinizi yaparken kaybettiğimiz asla sadece paramız değildir. Son dönemlerde özellikle sosyal medyayı kullanarak kendini ve işini belli bir noktaya getirmeye çalışanların yaptığı büyük bir hata yazımızın da başlığını teşkil ediyor. Yani bu paralar nereye gidiyor. Bu konuda öncelikle bilmemiz gereken şey, sosyal medyada sponsorlu olarak direkt uygulamayı kullanarak yaptığınız paylaşımlar asla bir “reklam” değildir. İnstagram gibi uygulamaların kullanıcısına bunu sunmasının tek sebebi gerçek müşterileri için hizmet üretirken küçük bütçeli tanıtımların ayağına takılmasını istememesidir. Facebook, İnstagram, google gibi başlıklarda reklam çalışması yapıyorsanız yukarıda yazdıklarımı sakın unutmayın. İşinize, projenize, ürününüze hatta kendinize dair bir çalışmayı bu mecralar üzerinden yürütecekseniz yapacağınız en büyük hata bunları tek tek ve basit sponsorluk seçeneği ile kullanmak olacaktır. Sponsorlu tanıtımlarda seçeneğiniz çok kısıtlıdır. Sadece yaş grubu, bölge ve bütçe sunar. Bu ise sizi okyanusun ortasında bir sandalla bırakmak gibidir. Yani evet denizdesiniz, evet bir hedefiniz var ama düşündüğünüzü yapmanız nerdeyse bir mucize gibidir. Ancak gerçekten dijital dünyada reklam yapmak ise size o okyanus için harita sunar. Limanlar verir. Hangi limanda ne yapabilirsiniz bilgiler verir. Hedefinizi bilirsiniz. Elbette teknik bir konu ama uygulamalar üzerinden verdiğiniz sponsorlu reklamlar sabun köpüğü gibidir. Az bir su ile geçer gider. O yüzden sıfatı, “sosyal medya uzmanı” olanlardan ne isteyeceğinizi çok iyi bilmeniz gerekir. Tabi ki en güzeli ise, dijital dünyada kendi reklam, pazarlama ve satış yöntemlerini öğrenerek bunu bizzat kendiniz yürütmenizdir. Yoksa sayfanız ve işiniz sadece bir “kopya” olmaktan ileri gidemez. Not: Dijitalde reklam sponsorludan değil, sistemin size verdiği kontrol panellerinden yapılır.