29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. 102 yıl önce bu ülkenin kuruluşu ve rejimi dünyaya ilan edildi. Türkiye Cumhuriyeti doğdu. Ne mutlu bize ki; modern, çağının en ileri ülkeleri arasında yerini alan bir devletimiz oldu. Kuranlara, uğrunda can verenlere minnet ve saygılarımızı tekrar ediyoruz. Ne mutlu bize.

1. Dünya Savaşı’na giren Osmanlı Devleti, savaşta her cephede başarılı olamadı. Düşman, Osmanlı’nın mirasını paylaşmak, onu yok etmek için elinden geleni yaptı. Türk milletinin cesareti, vatanseverliği, inancı galip geldi; genç bir cumhuriyet kurmayı başardı.

Savaş sırasında Atatürk’ün, İsmet İnönü’ye yazdığı mektupta belirttiği gibi; “Para yok, malzeme yok, insan gücü eksilmiş, borç ve bulaşıcı hastalıklar içinden çıkılamayacak kadar çoktu.”
3 milyon insan trahom hastalığı ile uğraşıyor, Karadeniz’in üçte biri sıtmalı, tifüs, verem, frengi salgın hâlindeydi. Bebek ölümleri %60 civarındaydı.
Sığır vebası hayvanlarımızı öldürüyordu. Nüfusun %80’i kırsal kesimde yaşıyordu. Elektrik sadece İstanbul’da ve İzmir’in bazı semtlerinde vardı. Çok yoksulduk.

2 Mayıs 1920’de 3 Nolu Kanun’la 11 Bakanlık yanında Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiyye Vekâleti kuruldu (ilk Sağlık Bakanlığı). Osmanlı’da Sağlık Bakanlığı yoktu.
Dr. Adnan Adıvar, Ankara’da bir odada ilk Sağlık Bakanı olarak çalışmaya başladı. Daha sonra Hamamönü’nde bir Ankara evine taşındı bakanlık.
Hıfzıssıhha Dairesi, Sicil Dairesi, Muhasebe ve Evrak Kalemleri kuruldu. Taşrada Sağlık Müdürlükleri, Hükümet Tabiplikleri, Belediye ve Karantina Tabiplikleri kuruldu. Sıhhiye memurları alındı. Kurtuluş Savaşı sürüyor, göçmen sorunları, öksüz çocuklar ve salgın hastalıklarla mücadele devam ediyordu.

Dr. Refik Saydam, 15 yıl Sağlık Bakanlığı yaptı. Hekim yetiştirdiler, sağlık memuru yetiştirdiler, ebe yetiştirdiler. Sıtma Savaş Teşkilatı kurdular ve köylere, ülkenin en ücra köşelerine gidip sıtmalıları bulup tedavi ettiler. Verem Savaş örgütleriyle verem mücadelesi yaptılar. Trahom o kadar çoktu ki, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde trahom savaş memurları kapı kapı gezerek trahom tedavisi yaptılar. Frengi ve kuduz ile mücadele edildi.

Bugünlere bu kahraman idareci ve sağlık personeli ile geldik. Hepsine minnet ve şükran borcumuz var. Bugün dünyada ilk yüz naklini yapan hekimimiz varsa, birçok hastalığa ismini veren hekimlerimiz varsa — Dr. Hulusi Behçet gibi, kan kanserinde Dr. Muzaffer Aksoy, mezotelyoma (akciğer kanserinde) Dr. İzzettin Barış, Nobel ödüllü Dr. Aziz Sancar — Cumhuriyet’in imkânlarıyla yetiştiler, dünya çapında tıbba hizmetler verdiler.

Sıtma hastalığı yok edildi. Verem savaşı başarıyla sonuçlandı, trahom yok edildi, frengi mücadelesi başarıldı. Frengi hastalığı artık yok, çiçek hastalığı artık görülmüyor. Çocuk felci tarihe karıştı. Bu büyük başarıyı, hiç yoktan başarılı bir örgüt, bu sağlık sistemi, Türkiye Cumhuriyeti ve hekimleri başarmıştır. Bu başarı, imkânları kısıtlı ama yüreği zengin bir ulusun Cumhuriyet yönetimiyle dünya çapındaki başarısıdır.

Daha nice başarılar dileyerek Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum. Başarımız büyüktür, bununla gurur duyuyoruz… Yedi düvele duyuruyorum.