Vatandaş öylesine burnundan soluyor ki öfkesini ödemekte zorlandığı yüklü elektrik ve doğalgaz faturalarını yakarak gösteriyor. Ne siyaset ne dış politika ne sosyal yaşam ne dünyada önemli gelişmeler ne de tutkunu olduğu futbol... Ülkenin ve yurttaşın temel gündemi düşük maaş, alev alev yanan çarşı pazar fiyatları, fahiş tutarlı ısınma faturaları. Milyonlarca iktisaden geri kalmış kitle, yüksek elektrik ve doğalgaz faturaları, akaryakıta her gün yapılan zam, zincirleme iğneden ipliğe yansıyan fiyat artışları karşısında iyiden iyiye şaşırmış durumda. Açıkçası çıldırmak üzere. Hırsını posta kutularına bırakılan faturalardan çıkarıyor. Yurdun her yanında toplu halde fatura yakma eylemi gerçekleştiriliyor. Yılbaşı öncesi konutlara 300 lira tutarında gelen elektrik faturaları, bin liraya yaklaştı. Doğalgazda da yüksek faturalar vatandaşa yansıtılıyor. İşyerleri desen, onların faturaları 10-15 bin lira oldu. Birçok işyeri, özellikle küçük esnaf çözümü işyerlerini kapatmakta buluyor. Maaş ve aylıklara yılbaşında yapılan yüzde 25 -30 arasındaki zamlar, çoktan eridi. Daha yılın ikinci maaş artışına 5 ay gibi uzun süre var. Bu süreçte ne yapacaklar Allah kerim. Bir de kirada oturuyorlarsa yandı gülüm keten helva. Ekonomik kriz parti ayrımı gözetmeksizin tüm dar ve sabit gelirli vatandaşı vuruyor. Ağır faturanın A partilisi, B partilisi yok. Can yakan zamlar karşısında varsıllar hariç sabit gelirli herkes eşit. Vatandaş gerektiğinde gıda ürünlerinden kısıyor, ısınma faturalarını ödüyor. Öyle ya, elektrik ve doğalgazı kesilirse ne yapar karakış günlerinde. Sağlığı yitirip hasta olmak da var. Eline geçen paranın büyük bölümünü devasa rakamlara ulaşan faturalara ayırıyor ve ödüyor. Lakin, aksaksız enerji hizmeti alamıyor. Isparta örneğinde olduğu gibi uzun süreli elektrik kesintisiyle karşılaşıyor. Günlerce karanlıkta kalan ve donan Isparta gibi yurdun çoğu yerinde enerji nakil hatlarında oluşan arızalardan ötürü kesintiler yaşanıyor, abone mağdur oluyor. Elektrikli cihazların bozulma olasılığı da cabası... Hiç kuşku yok ki, elektrik arızaları ve kesintilerin altında büyük iştahla gerçekleştirilen özelleştirme uygulamaları yatıyor. Enerji dağıtım ve iletimini üstlenen özel sektör kuruluşlarının gerekli yatırımı yapmadığı ve yenilemediği Isparta’nın 3 gün karanlıkta kalmasıyla ortaya çıktı. Devletten satın aldıkları mevcut iletim hatları ile faaliyetlerini sürdürdükleri görüldü. Üstelik ucuza edindiği elektriği 3-4 kat pahalı faturalara yansıtıyorlar. Isparta 3 gün karanlıkta kalınca da “Ne yapalım yoğun kar yağdı” gibi basit gerekçe ile savunmaya geçiyorlar. Bu açıklamayı yapan da irite edici söylemi ortaya çıkan patronun sahibi firma. Aslında Cumhuriyetin gözbebeği kurumların yok fiyatına elden çıkarılmasının, özelleştirilmesinin ürünüdür Isparta’nın ve diğer yerleşim birimlerinin karanlıkta kalması. O kurumlar devletin elinde olsaydı bugünkü sorunlar yaşanmayacaktı...