Her gün toplumun temel gereksinimini karşılayan, salgın döneminde kelle koltukta özveriyle koşturan motokuryeler ve kargo çalışanları, mini ücret artışına, insan onuruna yakışmayan çalışma koşullarına isyan ediyor. Başta gıda ve hizmet olmak üzere çeşitli sektörde yaklaşık 200 bin kurye zor görevlerine karşın sosyal güvenceden ve sendikadan yoksun, düşük ücretle emek harcıyor. Sipariş veya kargoyu ulaştırdıkları konutlarda, işyerlerinde isteğe bağlı verilen bahşişle bir ölçüde gelirlerini artırıyorlar. Motokuryeler, sendikalaşamadıklarından daha çok korunaksız, çok düşük ücretle çalışıyor. Üstelik siparişlerini götürdükleri bazı kişi ve kurumlar tarafından horlanıyor, aşağılanıyorlar. Hatta bazı apartmanlarda “Bu binaya kurye giremez” diye notlar bile asılıyor. Kuryelere karşı takılan insan onurunu çiğneyici ahlaksız tutumlar medyada da yer alıyor. Oysa, sağlıkçılarla birlikte toplum adına ne denli önemli görevi üstlendikleri salgın döneminde açıkça görüldü. Hala da sürüyor zor görevleri. Siparişleri bir an önce yerine ulaştırmak için kelle koltukta, ölümle burun buruna koşturan motokuryelerin birçoğu trafik kazasında yaşamını yitiriyor. Bıçak kemiğe iyiden iyiye dayanınca haklarını haykırmaya başladılar. Geçtiğimiz günlerde yurdun değişik yerlerinde ücretlerine yapılan yüzde 10-11 gibi son derece düşük zammı, insani olmayan çalışma koşullarını ve horlanmalarını protesto için seslerini yükselttiler. Sendikalı olamadıklarından patron ne verirse ona mahkum olan kuryeler sonunda isyan etti. İşsizlikten ötürü aralarında çok sayıda üniversite mezunu gençlerin bulunduğu motokuryeler, zor çalışma koşullarında düşük ücretle çalışamayacaklarını dile getirdiler. Lakin, işsizlik belası onları da pençesi altına aldı. Bir şekilde evlerine, bakmakla yükümlü oldukları ailelerine ekmek götürebilmek için her türlü güç koşulu kabullenerek motokuryeliğe devam ediyorlar. İstedikleri ücretlerinin yaşanabilir düzeye yükseltilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, siparişlerin bir an önce yerine ulaştırılması yönünde karşı karşıya kaldıkları mobbinge son verilmesi. Sahipsiz ve korunaksız yaklaşık 200 bin motokurye temel taleplerinin ödünsüz şekilde karşılanmasını bekliyor. Bir şekilde kendilerine sahip çıkılmasını istiyorlar. Türk- İş Genel Başkanı Ergün Atalay, en güvencesiz çalışan motokuryelerin eylemine destek vererek, sendikalaşmaları yönünde çağrıda bulundu. Atalay’a düşen görev, 200 bin emekçinin sendikalaşması için çalışmaları ivedilikle başlatması. Motokuryeler gibi düşük ücret zammından yakınan ve işyerleri önünde eylem gerçekleştiren bir grup da kargo emekçileri. Kamuoyunun yakından tanıdığı kargo şirketlerinde çalışanların bir bölümü sendikalı olsa bile çoğunluğu anayasal haktan yoksun. Patron ne verirse ona razı olmak zorunda kalan kargo emekçilerinin tümünün sendikalaşması şart. Yoksa daha çok haklarını alamazlar. Sahi Türk-İş, DİSK ve Hak-İş niye bekliyor?