Toplumun Nefesi;
Kıymetli okuyucularım;
İnsan işine gelen yalana inanır, işine gelmeyen doğruya inanmaz… Bu söz toplumun büyük bir zaafını anlatıyor. Çünkü dolandırıcılık vakalarının çoğunda kapıyı açan, dolandırıcının kurnazlığından önce insanların kolay kazanç hırsıdır.
Eskiden anlatılan hikâyede dolandırıcı elinde sahte altınlarla dolaşırdı. “Hafta sonu bozduramıyorum, hastaneden hastamı çıkarmam lazım, istersen ederinin altında sana vereyim,” derdi. Karşı taraf fırsat gördüğü anda atlar, ertesi gün kuyumcuda acı gerçekle yüzleşirdi: Altınlar sahte.
Mahkemede sorarlar: “Pişman mısın?” Dolandırıcının cevabı nettir: “Ben masumu değil, zor durumdaki adamın altınını yok pahasına almak isteyen kişiyi dolandırdım.”
Bugün de farklı değil. Piyasası 1.500.000 TL olan aracı 1.050.000 TL’ye almak isteyen kişi aslında kendi gözünü hırsla kapatıyor. Çünkü böyle bir fiyat gerçek olsa, araba çoktan komşuya, akrabaya ya da galericiye giderdi.
Toplumda son yıllarda hızla yayılan bir başka hastalık da emeksiz para kazanma sevdası… “Al-sat yapayım, az koyup çok kazanayım, köşeyi döneyim” diyenler çoğaldı. Ama ortada ne sermaye var, ne bilgi var, ne de tecrübe. Sadece kolay yoldan kazanma hayali var.
Karşısındakinin dürüstlüğünü sorguluyorlar ama kendi fırsatçılıklarını asla sorgulamıyorlar. “Ucuza alıyorsam vardır bir hikmeti” demek yerine, “Bu kadar ucuzsa neden bana düşsün?” diye sormuyorlar. Böyle böyle bir zıplıyorlar, iki zıplıyorlar, üçüncüde kapan kapanıyor.
En acısı ise sadece dolandırılmak değil; iyi niyetli, temiz kalpli insanların güvenlerinin bozulması… Çünkü toplumun en değerli tarafı, iyi niyeti hâlâ taşıyabilen insanlardır. Ve ne yazık ki açgözlülerin oyunları en çok bu insanları yaralıyor.
Eskilerin söylediği söz hâlâ geçerlidir: “Maldan anlamıyorsan fiyatından anlarsın.” Emeksiz kazanç kısa mutluluktur. Uzun soluklu olan; dürüstlükle, helâl emekle ve sağlam aile terbiyesiyle kazanılandır.
Toplumun temeli düzgün olursa gölgesi de düzgün olur. Bugün yaşadıklarımız, temelleri sallayanların bıraktığı mirastır.
Topluma Hisse
• Kolay kazanç hayali, en zor kaybın kapısıdır.
• Bedava peynir sadece fare kapanında olur.
• Doğruya sırt çeviren, yalanın kucağına düşer.
• Emeksiz kazanç isteyen, en ağır kayıpların adayıdır.
Sonuç olarak;
Bir video 144 bin kişi tarafından izlendiyse, bu 144 bin kişinin bilinçlenmesi demektir. Bir kişi bile fayda görse bu büyük bir kazanımdır. Çünkü toplumun vicdanı, tek tek bireylerin gözünü açmasıyla uyanır.
“Kul yapılanı sineye çekti diye Allah hesap sormaz mı sanıyorsun? Sırası var, acelesi yok.”
Yarınlara tebessümle ve farkındalıkla başlayabilmek dileğiyle…
Sağlıklı, mutlu, neşeli günler dilerim.
Kazım İLHAN
Sosyolog ve Aile Danışmanı