Bazen benim de acil bir durumda 5-10 saniye için trafiği aksattığım oluyor... O da çok zorunlu hallerde... Ya park edecek yer yokken araca bir arkadaşımın binmesi sırasında ya da yine aynı pozisyonda bir şey alırken... Ne ulu orta aracı yola çekerim ne de bir arkadaşımı gördüğümde aracı durdurup sohbet ederim... Niye korna ile adeta küfredilircesine uyarı alayım ki?.. Trafik, bir şehrin medeniyet ölçüsüdür... Sürücülerin kurallara ve yasalara uyduğu; birbirlerine saygı duyduğu şehirler farklıdır!.. Trafik düzenini belirleyen işaretler yetersiz, kavşaklar hilkat garibesi gibi olsa bile bu böyledir!.. Lafı uzatmak istemiyorum... Samsun'da birinin canı kavga etmek istiyorsa, trafiğe çıkacak!.. İstediği kadar her türlü kavga edecek pozisyon bulabilir!.. Dün Gazi Caddesi ile Osmaniye Caddesi'nin kesiştiği yere araç park eden biri, belediye otobüsüne engel olunca trafik kilitlendi... Bizim Hakan Akgün, sürücüleri çileden çıkaran bu park olayını gözler önüne serdi... Bu olay Samsun'da yaşanan trafik olaylarından sadece biri... İşyerinin önüne uzunca süre araç park edilen esnaf ile sürücüler arasındaki tartışmalar, yol ortasında dakikalarca arkadaşıyla sohbet eden şoförler ve uyarı durumunda "patladın mı" diye tepki göstermeler... En çok da kırmızı ışıkta bekleyen sürücülere "ne bekliyorsun?" kabilinden arkadan korna çalmalar... Ben bunu en çok yaşayanlardanım!.. Sadece sürücüler değil, kırmızı ışıkta geçip, "Yeşilde geçiyorsun" der gibi elle uyarıda bulunan yayalar da var!.. Bu şehirde "akıllı kavşak" sisteminin sonuçlarını göreceğiz elbette... Şimdiden bir şey demek istemiyorum... Ramazanda iftar saatine yakın zamanlardaki aceleciler o kavşaklarda akıl bırakacak mı bakalım?.. Geçmiş Ramazan aylarında ölüm ve yaralamalarla sonuçlanan trafikteki kavgalardan yola çıkarak; ilgili kurum ve kuruluşlara masa başında değil, sahada sorunları yaşayan güvenlik birimlerinin önerilerini dikkate almalarını salık veririm!.. Yoksa, ekonomik ve sosyal sıkıntılar içinde adeta burnundan soluyan insanları önlemek zor olacaktır!..