Kazanamadık ama kaybetmedik de...

Sezon sonu belki kaybettiğimiz iki puanı arar belkide rakibinden aldığın bir puan, şampiyonluğa çok şey katar.

Sezonun ilk maçı, erken saatlerde stadyum çevresi karnaval yeri gibi. Özellikle de gurbetçiler izin dönemi olması münasebetiyle fırsat bilip, bu önemli maçı stadyumda izlemek için akın etmişlerdi. 

Kolay maç değildi, oynadığın rakip senin gibi kaliteli transferler yapmış bir diğer şampiyonluk adayıydı. 

Bayram hoca, Altay maçının kazanan kadrosunu sürdü sahaya. Özellikle ikinci yarı yata kalka oyunu tamamlamaya çalışan Eyüpspor'un amacı, buradan çıkaracağı bir puana razı olmakken, biz neden hem geri yaslanarak hem de yapılan degişikliklerle onlardan daha çok razı olmuş görüntüsü verdik?

Her takımın deplasman kabusu değil miydik? İç sahada böylesi bir taraftarın önünde on ikinci adam gücümüzden faydalanarak, daha cesaretli oynayabilirdik. 
Geçen sezon küme düşen takımda oynayarak bu ligde gol kralı olmuş Ahmet Sagat, geçen hafta 86. dakikada oyuna girer girmez ilk buluştuğu topu ağlarla buluşturdu ve kalitem bu dedirtirken, böylesi genç dinamik bir oyuncu, sıcak nemli havada yaş ortalaması yüksek oyuncuların tel tel döküldüğü bu durumda, elinizdeki böylesi malzemeye tanınan süre bu mu olmalı? Geç kalmıyor muyuz? Bence oyuna erken katılması hatta ilk on bir başlaması, bize daha çok katkı sağlar diye düşünüyorum.

Yaz akşamlarında oynanan kadro seçimin serin bahar akşamları gibi olmayabilir.
Tek tek oyuncular üzerinde durmadan söylenecekler, savaşan mücadele eden şampiyonluğa oynayacak bir kadromuz var. Son yıllarda ilk defa keyif veren bizleri heyecanlandıran özellikle hücum hattında gerçekten bir şeyler yapmak isteyen ekip kuruldu. Ama ustaya malzeme ağır gelirse, bir şey diyemem. Kadrosu geniş takımları idare etmek, dengede tutmak hak edene forma vermek; bazen zor olabiliyor.

Şimdiiii gelelim maç harici taraftarın sıkıntılarına. Maçı programımızda enine boyuna konuşuruz.

Taraftarımızın sorunlarını kesinlikle dile getirmeliyiz.
Üç kişilik bir aile kombine yükletsin, stadyuma gelince ikisi sistemde görünmüyor diye stada alınmayarak evine hepsi geri dönsün. Şehir merkezinde soruyorsun passolig gişesi sistemden bakıp kombine yüklü derken, turnikeden giremeyen taraftarımıza stadyumun oradaki passolig çözüm masası, bu sorunu çözemeyecekse neden var?

Böylesi önemli bir maç için açılan bilet gişesi yeterli miydi? Yeterliyse maçın başladığı saatte neden halen uzun kuyruklar oluştu? Sakın demeyin passolig uygulaması kullansınlar diye... Arkadaş vatandaş kombinesini yüklemiş uygulamada görünmüyor yok!  Ne yapsın bu adam? 
Stadyum çevresinde muhatap bile bulamıyor. 

Aldığın biletle stadyuma girip giremeyeceğin bile belli değil Allah aşkına...

Evet yukarıdan çekimi yapılınca baktığınızda devasa bir stadyum, geniş otoparkına filan bakınca da hayran kalmamak mümkün değil.

Şimdi yazacaklarımı siz protokol önününe gelip sadece dört basamak merdiven sonrası stadyuma giren yönetenlerimiz, idare edenlerimiz, bürokratlarımız o stadyumun oraya yapılmasına karar verenlerimiz ne kadar anlar bizleri bilemem. Gerçi yıllardır anlatamadık da...

Maça gelip otoparka aracını bırakan vatandaş, elli dakikada otoparktan çıkamıyor bir çözüm üreten yok... Samsun'dan yola çıkan birisi elli dakikada Merzifon'a varırken stadyumdan sizin gibi kibarca aracına binip gidemiyor, çözüm üretmiyorsunuz arkadaş!..
Sezonun ilk maçında lavabolarda su yok... WC'ler rezil; hiç mi kontrolü yapılmıyor, yoksa aman elit kişilerin kullanacağı yerlerden laf gelmesin, gerisi tırışka mı deniliyor yazık!..  Koronadan kaçarken daha büyük enfeksiyon salgınını biz üretiyoruz yaa... 
Sezon sonu olsa anlarız, sezon başı bu sorunlar düşündürücü... 

Taraftarın sorunlarının çözülmediği yerde Samsunspor'un sorunları daha çok artacaktır zamanla bu böyle biline... Çünkü taraftar uzaklaşır sonra neden gelmiyorsunuz diye serzenişler başlar benden söylemesi...
        
Selametle kalınız...