Ukrayna'nın amiyane tabirle "dümen" tutulup, ABD-Rusya arasında adeta "kayıkçı kavgası"na dönüşen kriz, petrol fiyatlarının artışına da neden oldu ve iki ülke böylelikle kazançlı çıktı... Kaybedenler, başta Ukrayna olmak üzere saymakla bitmez!.. Bu olay aslında bana yankesicilikte bir yöntemi de hatırlatıyor... Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı olduğum yıllarda, Diyarbakır'da cemiyet başkanları olarak toplantı yapmıştık... Yıl 1997'ydi... Güneydoğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti'nin o dönemki başkanı Naci Sapan'ın konuğu olarak akşam yemeğinde buluşacaktık... Bazı arkadaşlar, Diyarbakır'ı gezmeye çıkmışlardı... Yemek saatine yakın, Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca, söylene söylene salona girdi. "Ne oldu?" diye sorduk... Caddede kavga eden iki kişiyi ayırmak isterken, cüzdanını çalmışlardı... Şimdi dönelim mevzuya... Rusya ile Ukrayna arasında 10 yılı aşkın süre devam eden bir kriz varken; savaş tamtamlarının hem Amerika'nın hem de Rusya'nın ekonomik ve politik süreçlerinin sıkıntılı olduğu bir döneme denk gelmesi, tesadüf olabilir mi?.. Soru çok elbette... Petrol fiyatlarındaki artış, kimlerin işine geldi?.. Rusya, Ukrayna'ya çökmeye kalkışırken; ABD, Doğu Avrupa'da askeri gücünü artırmadı mı?.. Sonrasında önemli bir soru daha... Bir NATO ülkesi olan Türkiye'ye saldıran terör örgütlerine binlerce TIR silahı veren ABD değil miydi?.. NATO neden sesini çıkarmadı?.. Her şey gayet açık ortada... Türkiye, bu yankesicilik yöntemine benzer kavgada, kayıplar vermemek için temkinli adımlar atmak zorundadır!..