Hangi TV kanalını açsak, "bal reklamı" vardı... Kilosu şeker fiyatı kadar olan sözde balı satanlar, bir de yanında hediye veriyorlardı... Balcılar itiraz etti, tüketici dernekleri "olmaz" dedi... Sonunda hükümet, aslında yoğunlaştırılmış şeker şurubu olan yapay, yani sahte balın reklamını yasakladı... Ne zamandır, reklamı da yok!.. Ama piyasada sahte bal var mı, var!.. Kıvamı ve aromasıyla gerçeğinden ayırt etmek çok zor!.. "Sahtecilik anlaşılmasın" diye, fiyatı da gerçeğine yakın!.. Tamam anladık da bu yasağı koyan hükümetin, Bosna-Hersek'ten "yapay bal" ithalatına ne diyelim?.. Hani, o yasak açıklandığında, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Kendi evlatlarına yedirmeyecekleri şeyleri, vatandaşımıza yedirmelerine izin vermeyeceğiz" demiş; "bal" diyerek bal olmayan şurupları satanların da gözünün yaşına bakmayacaklarını sözlerine eklemişti... Yani, arının yapmadığına "bal" demek yerine sahtesi ifadesini kullanmak daha doğru olacaktı... Arılar duysa, kahrından gider!.. Böyle bir gelişme yaşanmışken, ne oldu da birdenbire yapay bal, ithal etme kararı alındı?.. Bir terslik var elbette... Yoksa olacak iş mi?.. Düşünüyorum da aklıma ilk gelen şey, enflasyona bağlı olarak, bal fiyatlarında da önemli ölçüde artış görülmesi üzerine bazı kurumlara yüksek miktarda bal taahhüdü bulunanlar mı kurtarılmak isteniyor?.. Bu mantıksız yaklaşımı izah etmenin başka yolu var mı?.. Türkiye'de yasak koy sonra "İzin vermeyeceğiz" denilen şey için ithal kararı çıkart!.. Akıl sır ermiyor!.. Bu yapay balı insanlara yedirmek, bir zamanlar Pakdemirli'nin ifade ettiği gibi izin verilmemesi gereken bir şey değil miydi?.. Ne oldu da bu karardan vazgeçildi?.. Sağlık bir yana, bu ithalatla balcılar da sıkıntıya düşecek!.. Karadeniz Bölgesi'nde arıcılık önemli bir gelir kaynağıdır... Mesela, Samsun'un Salıpazarı İlçesi'nde "Kestane balı" özel siparişlerle satılmaktadır... Bafra, Terme ve Çarşamba'da da çiçek balı vardır... Ordu, arıcılıkta Türkiye'nin ilk sıralarında yer alan bir ildir... Yani, Rize başta olmak üzere tüm Karadeniz'de arıcılık, ciddi bir geçim kaynağıdır!.. Hal böyle olunca, sözde bal piyasaya girerse, üretici de mağdur olacaktır... "Kıvamı aynı, aroması aynı" yoğunlaştırılmış şeker şurubunu, gerçek balla ayırt etmek öyle kolay değil!.. Anlıyorum ki, bu işte bir sipariş söz konusudur!.. Bir yıl önce "izin vermeyeceğiz" diyen Pakdemirli'nin "yapay bal" adı altında yoğunlaştırılmış şeker şurubu ithalatını izah edecek bir cevabı vardır, herhalde... Ne diyeceğini çok merak ediyorum...