Samsunlular,
AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı
Halit Doğan,
CHP'li
Cevat Öncü ve İYİ Parti Adayı
İmren Nilay Tüfekci
arasında geçen
kıyasıya
bir seçim yarışına tanıklık ediyor...
Adaylar; projeleri, yoğun saha çalışmaları,
ilçe ziyaretleri ve söylemleri ile 
seviyeli bir kampanya yürütüyor...
Seçim propaganda yasakları,
bu akşam
saat 18.00'de
başlayacak ama
adayların
parti bayrak ve flamaları
ile
müziksiz
saha çalışmaları ve ziyaretleri,
sabaha hatta 
sandıklar açılana
kadar da
sürecek...
Samsunlular, geçmişten
bugüne
böylesine güçlü adaylar,
projeler, söylemler
ve tanıtım
zenginliği
bakımından
heyecanı
yoğun
bir seçim
atmosferini
ilk kez
yaşıyor,
diyebilirim...
Buna yakın
bir ortamı,
1999 yerel seçimlerinde
rahmetli Muzaffer Önder
ile Yusuf Ziya Yılmaz arasında yaşamıştık!..
Elektrik Yüksek Mühendisi olan
Önder, İller Bankası'nın çeşitli kademelerinde
çalışmış; CHP'den önce milletvekili
sonra da belediye başkanı seçilmişti...
Karşısındaki
aday Makina Mühendisi
Yusuf Ziya Yılmaz'dı. Yılmaz'ın
ailesi, sosyaldemokrat
olarak biliniyordu. Yılmaz, gençlik yıllarından beri
popüler bir isimdi. Yine
bu şehrin
sevilen insanlarından
SHP Samsun İl Başkanı rahmetli Op. Dr. Orhan
Atılgan'ın da bacanağıydı. Yılmaz, Van'dan
Samsun'a Karayolları Bölge Müdürü olarak atanmış,
tanınırlığı daha da artmıştı. Karayolları İstanbul 2. Bölge Müdürü olduktan 
sonra ANAP'tan
belediye başkan adayı gösterilmişti...
Bu seçimde Yılmaz'ın kazanabileceğine
kimse ihtimal vermiyordu...
Çünkü, karşısında herkesin
"Abi" dediği bir siyasetçi vardı...
Samsunlular, iki güçlü adaylı
bu seçimde,
ilkleri yaşamıştı...
Yılmaz, 
hazırladığı
projelerin sunumu,
medyanın gücünün
sahaya yansıtılması
ve seçmenlere dağıtılan 
havlu ve benzeri
hediyelerle
değişik bir
strateji uygulamış,
efsane bir siyasetçiyi
sandıkta yenmişti...
CHP'nin geleneksel
yapısından gelen
Önder, değişen
dünyanın
propaganda araçları 
karşısında etkisiz kalmıştı...
Daha sonraki seçimlerde
Yılmaz, büyük farkla
sandıktan çıkmıştı...
Aradan yıllar geçti,
çok şey de değişti elbette...
Samsun basını, o dönemde böylesine güçlü değildi ve
sosyal medya mecraları da
yoktu...
Ama o günler
yine de güzeldi...
Neyse biz bugüne
gelelim...
AK Parti Adayı Halit Doğan,
CHP'li Cevat Öncü ve
İYİ Partili İmren Nilay Tüfekci,
gece gündüz demeden
Ramazan ayının
kendine has
özelliği ve güzelliğiyle
projelerini
anlatma fırsatı bulurken,
binlerce insanla buluştu,
dertleşti, sorunları dinledi...
Bunları yapabilmek
gerçekten de kolay değildi...
Bu yoğunlukta
kazanma şansları
yüksek adayların,
sinirlerine hakim olmayı
becermelerini de
önemli görüyorum...
Yoksa, sosyal medyanın
kirliliği içinde
her şeyi ifade etmek mümkündü...
Öte yandan,
diğer büyükşehir belediye
başkan adayları da
imkanlar
ölçüsünde
çok çalıştı...
Haklarını teslim edelim...
Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla
işleyebilmesinde,
vatandaş
adeta bir
"Katalizör" gibidir. Samsunluların
süreç içindeki olgunluğu,
demokrasiye bağlılığını
göstermiştir...
Çünkü, Samsun'un
yerel seçim tarihinde
"Demokrasi terbiyesi" vardır. Mesela,
1930 seçimlerinde
CHP'nin arkasında devlet
gücü olmasına rağmen
Samsun Belediye Başkanlığı seçimini,
Serbest Cumhuriyet Fırkası Adayı
Boşnakzade Ahmet Resai Bey kazanmıştı...
Halk, sonuçları kabullenmişti ama
1 yıl sonra Danıştay, seçimleri iptal etmişti...
Bu aslında
yanlıştı...
Samsunlular, sonrasında da
bu olgunluğunu
sürdürdü ve
gereğini yaptı...
Samsun'un; bu demokrasi sınavını da
başarıyla geçeceğine
inanıyorum...
Ve sonuçların Samsun başta olmak üzere
ülkenin
bütün şehirlerine
hayırlar getirmesini
diliyorum...
Herkes bilsin ki,
bizler için başka Samsun yok,
başka Türkiye de...