MASAK'ın; suç gelirlerinin tespit edilmesi, yurt dışına kaçırılması ve aklanmasının önlenmesi ile kayıt dışı ekonomiyle mücadele amacıyla EFT, havale ve nakit işlemlerinin izlenmesine yönelik olarak FATF üyesi ülkelerde uygulanan yaklaşımlar da dikkate alınarak hazırladığı "Genel Tebliğ Taslağı" iş dünyasında olumlu yankı buldu ama endişeler de yok değil...

Öncelikle şunu söylemeliyim...

Kaynağı belli olmayan paralarla birden bire zenginleşip, sosyal medyada mücevherlerini, lüks otomobillerini ve yatlarını şımarıkça milletin gözünün içine sokanların çanına ot tıkanacak!..

Öyle ya yaptıkları ticaretle kısa sürede böyle büyük servet nasıl elde edilebiliyor?..

İyi olacak, bence...

İş dünyasının endişelerine gelince...

Tebliği, kara para ile mücadele, şeffaflık ve izlenebilirliğin güçlenmesi açısından destekleyen iş dünyası doğru kurgulanma açısından endişe duyuyor...

Nedeni ise, 1990’ların sonunda "Nereden buldun" algısına benzer daraltıcı bir etkinin ortaya çıkabilme ihtimalinin olması...

Endişeler şöyle devam ediyor:
"Açıklayamazsam işlemim yapılmaz, endişesi talebin ertelenmesine ve bekleme davranışına yol açabilir...

Form, belge ve onay süreçlerinin ağır işlemesi operasyonel sıkıntı yaratır; bankalarda ihtiyat refleksi uyum riskini büyüttüğü için kredi iştahı zayıflayabilir. Eşik altına işlem bölme ya da kayıt dışına yönelme gibi istenmeyen yan etkiler de gözlemlenebilir"...

MASAK, bu taslağı hazırlarken, geniş tabanlı bir araştırma yaptı; ilgili kurum ve kuruluşların da görüşüne başvurdu...

Endişeler de giderildiğinde, bu tebliğiyle, "kara para" ile mücadelede çok önemli bir mesafe alınacak...

Böylece alınteri ve emek daha değerli hale geldiği gibi, vergilendirilen kazançlar da "kutsal" sayılacak!..

Dedim ya "İyi olacak"...