Samsun'da, 2010 yılında
Yusuf Ziya Yılmaz'ın
Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde
faaliyete giren
hafif raylı sistemi; 
proje aşamasında,
güzergah
ve maliyet açısından
eleştirmiştik...
Ancak, bir süre sonra
bu eleştirilerin yerini
ithal parçaların maliyeti
almıştı...
Büyükşehir Belediyesi,
İtalya'dan gelen parçalara
döviz bazında yüksek
ödemeler yapıyordu...
İthalatçı firmaların
temsilcileri
kazançlıydı...
Yılmaz, işin başına
Makina Mühendisleri Odası Başkanı
Kadir Gürkan'ı
getirdi...
Gürkan'ın ilk işi,
parça maliyetini düşürmek ve
gerekli malzemeyi
SAMPA başta olmak üzere
birçok işletmede
üretmek oldu...
Parça maliyetleri, neredeyse
yüzde 75 kadar azalmıştı...
Mustafa Demir, seçildikten sonra
SAMULAŞ'a Enver Sedat Tamgacı'yı atadı. Demir, özellikle pandemi döneminde
tramvaylardaki "Balık istifi" yolculuklar
yüzünden eleştiri yağmuruna tutuldu... 
Bizler de vatandaşın sosyal medyadaki
yoğun şikayetini
haber yaptık, köşe yazılarında
yanlışı eleştirdik...
Demir, bu yüzden beni mahkemeye bile verdi. Mahkemeden ret kararı çıkınca,
bir üst mahkemeye başvurdu. Oradan da ret geldi...
Gerçeği söylemedikleri için
akılları sıra "Günah keçisi"
arıyorlardı...
Oysa gerçek başkaydı. Sefer yapan
tramvay sayısı, arızalar nedeniyle azalmıştı. Parça temini
arızalı olanlardan sağlanıyordu. Hal böyle olunca, pandemi döneminde
"Mesafe" uyarılarına rağmen
tıkış tıkış yolculuk yapılıyordu. Çünkü
yeterli tramvay yoktu...
Bu arada,  "Çok bilmiş" birileri de
Demir'e, gazetecilerin yanı sıra
vatandaşların
paylaştığı görüntülerin 
kasıtlı olarak açı
değişikliğinden kaynaklandığını söylemişti...
Bunu ifade edenler hiç utanmamıştı...
Üstelik, Mustafa Demir'in
az da olsa fotoğrafçılık bilgisi vardı. Ama
buna rağmen
aldatılmayı tercih etti. Sosyal medyadaki
binlerce paylaşımı yapanlar
arasında
AK Partililer de 
devlet memurları da bulunuyordu...
Gerçeğin üzerini
örtememişlerdi,
aksine kazaların yoğunlaşmasıyla
daha da açılmıştı...
Vatmanlar da "Mobbing" altındaydı...
Çünkü, yeterli tramvay olmadığı için
kendilerinden hızı artırmaları istenmişti. Aynı zamanda
mesaileri uzamıştı. Güvenlik görevlileri de vatman yapıldı...
Bu arada, genel müdürler değişmeye başladı. Önce Enver Sedat Tamgacı istifaya zorlanarak görevi bıraktı; yerine Gökhan Beler getirildi. O da dayanamadı, kendiliğinden ayrıldı. Beler'in yerine Fatih Arlı atandı...
Parça ve personel sıkıntısı
başta olmak üzere
birçok sorunun
yanı sıra,
Demir'in yönetim
anlayışındaki
"Ben yaptım oldu" egosunun
faturası, çoğunlukla genel müdürlere çıkmıştı...
Sorun giderek büyüdü...
Ve imdada
Cumhurbaşkanı
Erdoğan yetişti. Ulaştırma Bakanlığı,
10 tramvay alımı için ihale açtı. Tramvaylar
22 ay sonra gelecek ama
işin bir başka boyutunda da
yönetimsel sıkıntılar vardı...
5 yıllık süre içinde
SAMULAŞ,
geçmişteki kazanımlarla elde ettiği
kurumsal yapısından
çok şey kaybetmişti...
Seçim öncesi vatandaşın sesine kulak
veren Doğan, her şeyin farkındaydı ve
işi ehline teslim ederek,
önemli bir hamle yaptı...
SAMULAŞ'ın başına
tecrübeli bir isim
olan Ulaşım Daire Başkanı Kadir Gürkan'ı getirdi...
Tecrübe, amiyane tabirle
"Yenilen kazıkların toplamı" idi aslında...
Samsun o günlerde
birilerinin
egolarına "Kurban"
edilmeseydi de
hem insanlar canından
hem de kamu malından
olmasaydı...
Bugünlere dönecek olursak;
Halit Doğan'ın
şimdiye kadarki
uygulamaları;
"Akılla yönetilen Samsun'u
özlemiştik"
dedirtiyor adeta...