"Ben yaptım oldu"
mantığıyla
kendisini
yasaların üzerinde görüp,
kişisel
çıkarı
için her şeyi
göze alan
"Doyumsuzlar"ın
foyası,
ağır ağır ortaya çıkıyor...
"Tüyü bitmemiş yetimin
hakkı"
bulunan
kamu parası ve malını
peşkeş çekenler,
günün birinde
hesap verecek elbette...
Ancak, bu 
haramzadelerin
geride bırakıp
gittiği
birtakım 
zavallıların görev değişikliği
sonrasında
nemalarının
kesilmesinin ardından
yalan yanlış bilgiler
sızdırması, dikkatlerden kaçmıyor...
Bu tezviratlara
aklı başında
olan hiç kimse
itibar etmiyor...
Devam edelim...
Samsun'da yerel seçimler
sonrası
değişimlerle
çok güzel şeyler oluyor...
En belirgin örnek,
insan odaklı
çalışmalarla
Büyükşehir Belediyesi'nde...
Başkan Halit Doğan,
uygulamalarında
kafalarda soru işareti
bırakmayacak kadar
net olmaya özen gösteriyor...
Bu da vatandaşta 
geçmişte kaybolan "Güven" duygusunu
yükseltiyor...
Mesela, dün Kurupelit Yat Limanı'nın
ÇED toplantısı vardı. Mustafa Demir, göreve geldiği ilk günden beri, bu projede gizli-saklı
işler yapmaya kalkıştı. Tepkiler üzerine önce vazgeçti. Sonra
mahkeme kararları ardı ardına gelince;
imar değişiklikleri gerçekleşti. Ne yaptıysa, inandırıcı olamadı. Çünkü, oradaki hesap başkaydı. Nitekim, dün ÇED toplantısında
bakanlık uzmanı ister istemez gerçeği söylemek zorunda kaldı.
Demir'in açıklamalarının aksine,
burada yeni düzenlemeler yapılabileceğini
kaydetti...
Tabii ki en açık biçimde
gerçeği CHP Büyükşehir Belediye
Başkan Adayı İnşaat Mühendisi
Cevat Öncü ortaya koydu: "Bu, bir rant projesidir"...
Demir, Cumhuriyet Meydanı Projesi'nde de
şehre geniş bir alan kazandıracağını
iddia ederek, binaları yıkmaya çalıştı. Uzun bir mahkeme süreci yaşandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki bile
projenin yanlışlığını vurguladı. Demir, Doğan'a oy kaybettirme pahasına
bu inadını seçim gününe kadar
sürdürdü. Demir, bu projede gerçekten samimi olsaydı;
o bölgede
kamulaştırma yapıp
yıktığı binanın
hemen yan tarafını, özel bir hastaneye satar mıydı?..
Bankalardan yüksek faizlerle borçlanan
Büyükşehir Belediyesi'nin
milyonlarıyla,
kimin binasının ya da boş alanının
önü açılmıştı?..
"Güven kaybı" senaryolu
film, uzun metrajlı. Kısa kesilecek gibi değil!..
Heyelanlı bölge olan Kürtün Vadisi'ni imara açma 
çabaları içinde de
kimler büyük servete kavuşacaktı?..
Bayraktepe Projesi'nde de durum farklı mıydı sanki?..
O yeşil alanda yüzlerce ağaç
neden kestirildi? Sözüm ona heyelan önlenecekti.
Oysa plan başkaydı. Bölgeden
çıkacak malzeme
ile hangi büyük firmanın
deniz dolgusu yapılacaktı?..
"Güven" demiştik...
Böylesine aldatıcı uygulamalar karşısında
bu duygudan eser kalır mıydı?..
Dahası da var elbette...
Sırası geldikçe
paylaşacağım!..
Yine başa dönelim...
Sözünü ettiğim
"Zavallı
takımı"
vardı ya...
İşte onlar bu rant yaklaşımlarıyla,
milyarlık servete 
sahip olanları
unutturmak
için ürettikleri yalanları
fısıldayarak, akılları 
sıra gündem değiştirmeye çalışıyor
ama çabaları nafiledir!..
Çünkü, gerçeklerin er ya da geç
ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır!..