Dün, Büyükşehir Belediye Meclisi'nin
oturumu vardı...
Tesadüfen
binanın
önünden geçerken,
yabancı markalı
lüks makam araçlarına
gözüm ilişti...
O anda
aklıma,
eski Samsun Büyükşehir
Belediye Başkanı
rahmetli Muzaffer Önder
geldi birdenbire...
Belediyede
iki makam aracı vardı...
Biri çok eski bir model
siyah Mercedes diğeri ise
yeşil renkli Renault Station Wagon'du...
Mercedes, Kemal Vehbi Gül'ün başkan
olduğu dönemde alınmıştı...
O yıllarda 
"Tasarruf" tedbirleri
bulunmadığı halde, rahmetli yeni bir
araç almak yerine, yerli makam aracını tercih etmişti...
Yaşantısı mütevazıydı. O, içimizden biri gibiydi...
Ve bu özellikleri
nedeniyle
Hakk'a yürüyüşünün ardından
yıllar geçse de
Samsunlular onu
"Muzaffer Abi" olarak
anmaya devam ediyor...
Türkiye'de 
onun başkanlık yaptığı dönemlerde de
yabancı lüks araçlar yok değildi. Anlayış meselesiydi bu...
Avrupa ülkelerinde,
"Tasarruf" tedbirleri söz konusu değilken,
resmi kurum ve kuruluşların tercihi,
ülkede üretilen araçlardı...
Şimdi soralım:
Bizim "Yerli ve Milli" TOGG'a ne oldu?..
Konfor bakımından
ithal lüks araçlardan pek farkı bulunmayan
TOGG yerine,
milyonlarca para
verilerek alınan ve
en küçük parçası
10-20 bin lira arasındaki
makam otomobillerinin
tercih edilmesi
ne anlama geliyor?..
İğneden ipliğe vergi yükü bindirmekle
meşgul olan
"Tasarruf tedbircileri"
bu konuda ne düşünüyor acaba?..
"Lüks düşkünlüğü"nün
bu boyutlara ulaşmasının
sonuçları ortada...
Varlıklı bir insanın
lüks ev, araç veya giysi alması
bizi ilgilendirmiyor ama
işin içinde halkın parası
varsa, bu durum başka...
Geçmişte, belediyelerde
şube müdürleri ve daire başkanları
bile binlerce lira verilerek alınan
kiralık lüks araçlara biniyordu...
Tabii ki genelge çıkana kadar...
Lafı uzatmayalım...
Bu tasarruf tedbirleri,
göstermelik eylem ve söylemler
yerine,
"Samimi" biçimde 
uygulanmadığında;
bunun acısı, yine bu milletten çıkacaktır!..
Yazık değil mi?..