Cumhuriyet'le 
derdi olanların
gizli ya da açık 
söylem
ve eylemlerine
bakıyorum da
içinde bulundukları
bu ruh hali karşısında
şaşırıp kalıyor;
"Pes doğrusu"
diyerek hayıflanıyorum...
Cumhuriyet
değerleri
sayesinde
toplumda edindikleri
makamları
görmemezliğe gelenlerin
bu "vefasızlığı"na
karşı, en zirvelerden
örnekler vererek,
hatırlatma yapmak istiyorum...
Mesela, bu ülke
"Cumhuriyet"
değerleriyle
yönetilmeseydi,
"Çoban Sülü"
lakaplı ünlü siyasetçi
rahmetli Demirel'in,
İsparta İslamköy'den başlayan
hayat hikayesiyle
Cumhurbaşkanlığı
koltuğuna
oturabilmesi mümkün müydü?..
Onu fırsat eşitliği içinde eğiten,
bürokraside DSİ Genel Müdürlüğü
siyasette de
en zirve makama
taşıyan, Cumhuriyet değerleri değil miydi?..
Bu ülkede;
nice çoban, nice çöpçü, nice 
bulaşıkçı ya da
hamal çocuğunun,
hem özel sektör hem de kamuda
önemli görevlere 
gelebilmesini
sağlayan hangi rejimdi?..
Devam edelim...
Bir denizcinin evladı,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı
"Muhtar bile olamaz"
diyenlere rağmen
hapis cezasının ardından
TBMM'de yapılan yasa değişikliğiyle
başlayan süreç içinde
Cumhurbaşkanlığı gibi en büyük makama
oturtan
Cumhuriyet'in
değerleri değil miydi?..
Yoksa,
Erdoğan,
hangi totaliter rejimde
böyle bir cendere
içinden çıkabilecekti?..
Bilim, siyaset,
edebiyat, ticaret ve spor
dünyasında
Cumhuriyet kazanımlarıyla
faziletli
bir hayata kavuşarak,
uluslararası alanlarda
milletin yüz akı olan bir yığın Türk insanı,
bu başarıyı neye borçluydu?..
Demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı ve ifade
özgürlüğü gibi evrensel değerlerle
yüklü, millet iradesinin
kayıtsız şartsız
öne çıktığı bir yönetim
biçimi olan Cumhuriyet'in;
toplumun huzur ve güven
içinde
bir arada yaşayabilmesinin
teminatı olduğunu
bilmeyenlerin
gerçek amacını
anlamak mümkün müydü?..
Akıl sır erdiremiyorum...
Bu yüzden, özgür bireyler olan
ve fırsat eşitliğiyle
de önemli kazanımlar elde eden 
birtakım insanların
Cumhuriyet'e karşı
duyduğu
vefasızlığı
tanımlayacak
sözcük bulmakta zorlanıyorum...
Onlar istiyor diye,
insanı insan yapan
bir rejimden vazgeçecek
değiliz, elbette...
Bu nedenle
bir kere daha haykırarak,
inadına
"Yaşasın Cumhuriyet" diyor;
Gazi Mustafa Kemal
Atatürk başta olmak üzere
bu ülkenin
bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğü
için
toprağa düşen
yiğitleri
rahmetle,
koca yürekli gazilerimizi de
minnetle anıyorum...
Ebediyete kadar
Cumhuriyet...