Serbest piyasada 23.50 liradan işlem gören fındık, adeta yerlerde sürünüyor. TMO alım fiyatının 27 ile 26.50 lira olmasına karşın, tüccarın “düşük fiyat politikasından” ötürü fındık serbest piyasada hak ettiği ederinin çok altında. Elbette, fiyatların düşük olmasında ürününü acil gereksinimden dolayı tüccara satan çiftçinin rolü var. TMO’nun peşin ödeme yapmayıp, bir aya yakın ötelemesi fiyatların gerilemesindeki bir diğer etmen. Sıladan gurbete dönmekte acelesi olan fındıkçı, TMO’yu beklemeyerek zorunlu olarak tüccara yöneliyor, resmi rakamın 3-4 lira altında verip peşin parayı alıyor. Bekleyip TMO’ya satsa zararı olmayacak. Ne ki, yaşadığı, çalıştığı kentlere dönme zorunluluğundan ürününü bir an önce paraya çevirmek istiyor. Bu fırsatı değerlendiren serbest piyasanın tüccarı fındığı resmi rakamın altında alıyor. Yitiren üretici oluyor. TMO peşin ödeme yapıp fındıkçının parasını anında verse ne fiyat geriler ne üretici kaybeder. Kurum, 1 Eylül’de alımlara başladı. Ancak ürün paraları peşin ödenmiyor, en az 15 gün sonrasına öteleniyor. Bu uygulama her sezon yineleniyor. Siyasi iktidar, milletvekilleri üreticinin aleyhine olan bu durumu girişimlerde bulunarak giderebilir. TMO’nun üreticiye hemen ödeme yapmasını sağlayabilir. Lakin, üreticinin aleyhine olanı izlemekle yetiniyorlar. Neden girişimde bulunmadıkları bilinmiyor. Bu durum karşısında Rekabet Kurumu’nun devreye girmesi kaçınılmaz. Yıl sonuna doğru fındık fiyatlarının talep fazlalığından ötürü yükselmesi, resmi rakamın bile üstüne çıkması kuvvetle muhtemel. Aslında her sezon başı serbest piyasada fiyatlar düşük oluyor, yeni yılın başında, ilk aylarında yükseliyor. Daha sonra yine geriliyor. Bu senaryo her yıl yineleniyor. Buradan çıkarılacak sonuç, acele etmeyerek ürününü hemen satmayan, yılbaşını bekleyen üreticinin kazançlı çıkacağı, hak ettiği parayı kazanacağı. Ancak, vadesi gelen borcunu kapatmak, zorunlu temel gereksinimlerini bir an önce karşılamak isteyen ve yaşadığı kente dönmek zorunda olanlar, doğal olarak bekleyemiyor ucuz fiyattan satıyor. Bu kısır döngü, yıllardır sürüyor. Serbest piyasa adı üzerinde, tekel firma ve tüccar istediği atı oynatıyor. Beklediği 30 liralık taban fiyatın gerçekleşmemesi karşısında şoke olan üretici mağdur. Balık sezonunun başlamasıyla birlikte tezgahlar şenlendi. Lakin, yüksek balık fiyatları şaşırtıyor. Bir kilo hamsi 15-25 lira arasında müşteri bekliyor. Barbun ve mezgitin kilosu da 30 liradan aşağı değil. Üreticinin binbir zahmetle yetiştirdiği, bir yıllık geçimini sağladığı fındık, serbest piyasada 23.50 liradan işlem görürken, 1 kilo hamsi 25 liradan satılıyor. Önceki yıllarda yüzüne bile bakılmayan, fındık bahçelerine gübre niyetine dökülen hamsinin şimdi fındığı sollaması, hayli düşündürücü. Hamsi kadar değeri yok 8 milyon kişinin geçim kapısı olan, dış satımından ülkeye yılda 2.5 milyar dolar kazandıran fındığın...