Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “emekliye ve asgari ücretliye temmuzda ek zam yok” açıklaması, milyonlarca garibanda soğuk duş etkisi yarattı.
Işıkhan’ın açıklaması ile patronların ardından hükümet de asgari ücrete ara zamma kapıyı şimdilik kapattı.  Bakanın açıklaması “dört yıl seçim yok, ara zam da yok” olarak nitelendiriliyor. Oysa 31 Mart yerel seçimlerinde emeklinin ve emekçinin talebine kulak tıkamanın, görmezden gelmenin bedelini ağır şekilde ödedi hükümet.  
Yılbaşında yüzde 49 artışla brüt 20 bin 2.50 TL, net 17 bin 2 TL olarak saptanan asgari ücret aradan geçen dört aylık süreçte azgın hayat pahalılığı karşısında hızla eridi. Erimeye de devam ediyor. 
TÜİK’e göre yılın ilk üç ayında TÜFE oranı yüzde 15.06 oldu. Asgari ücretin satın alma gücü de üç ayda bu oranda geriledi. Eğer temmuzda ara zam yapılmazsa 10 milyona yakın emekçi, yeni ücretin ele geçeceği önümüzdeki şubat ayına dek 17 bin TL ile yaşamaya çalışacak. Hükümetin de sık yakındığı can ve cep yakan hayat pahalılığı karşısında 9 ay daha bu para ile nasıl geçinebilir emekçi? Hiç onu düşünen yok. Empati yapıp sorgulasalar, ara zammın zorunluluğu net olarak görülür.  
Asgari ücrete ek zam yapılmaması toplu sözleşme kapsamındaki kamu ve özel sektör çalışanları dışında kalan ücretlilerin büyük çoğunluğunun da ek zam alamaması anlamına geliyor.  
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na emekçileri temsilen katılan Türk-İş’e temmuzda ara zam için büyük görev düşüyor. Patronlar kadar bu konuda inisiyatif alıp, ek zam için  gücünü kullanmalı, bu konuda sessiz kalmamalı. En büyük konfederasyon sorumluluğu ile tutum takınmalı. Asgari ücretle çalışan emekçilerin çoğunluğu üyeleri olmasa bile Türk-İş’in onlara sahip çıkması, yalnız bırakmaması sendikal etiğin olmazsa olmazı.  
Hayal kırıklığı yaşayan bir diğer kitle emekli, dul ve yetim. Bakan Işıkhan’ın açıklamasına göre 16 milyonu aşan dev orduya temmuzda salt 6 aylık TÜFE oranında zam verilecek, ek artış yok. 5510 sayılı yasanın 55. maddesine göre emekliye enflasyon artışını yansıtmak zaten zorunlu. 9 milyon emekli, dul ve yetimin 10 bin TL ve altında aylık aldığı göz önünde bulundurulursa, ek zammın kaçınılmazlığı  kendini gösteriyor..
Temmuzda emekli, dul ve yetime yüzde 20-30 arası zam olası. 10 bin TL aylık alana bu artışın hiçbir anlamı olmaz. Umarım siyasi irade yeniden değerlendirme yapıp, milyonlarca garibanı ek zamdan yoksun bırakmaz.  Zira yoksul ama onurlu kitle her şeyin eni iyisini hak ediyor. Tasarruf onlardan değil, savurgan harcamalardan yapılmalı ki aylıkları iyileştirmeye kaynak oluşturulsun.
Ücretler enflasyon karşısında erirken, yap-işlet-devret yöntemiyle yapılan köprü, otoyol ve hastaneleri inşa eden müteahhitlere bu yıl zam üstüne zam yapılacak.  Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamu-özel işbirliği yöntemiyle hizmete açılan köprü ve otoyollar için yüklenici firmaların garanti ödemelerine yılda dört kez zam yansıtılıyor. Şehir hastaneleri için de müteahhitlere kira ödemelerinde üç ayda bir enflasyon ve kur farkı kadar artış yapılıyor.
Emekçi ve emekli söz konusu olduğunda ise ara zam ve iyileştirmeye  karşı bin dereden su getiriliyor. Garibanlar hep göz ardı ediliyor, ancak seçim dönemlerinde anımsanıyor.