Şimdi bir şey değil;
eylülden
sonra
görün,
sahipsiz
hayvanların
cadde ve sokaklardaki
istilasını...
Tatilleri biten
yazlıkçıların çoğu,
bahçesinde
baktıkları
genellikle
köpeklerini,
sürekli ikamet ettikleri
eve
taşımak yerine;
orada
veya uzak bir yerde
terk ediyor...
Daha sonra
bu köpekler,
terk edildikleri
yerde aç
ve susuz kalınca,
yerleşim merkezlerine
ulaşıyor...
Bu kez sahipsiz kalan
köpekler,
şehir merkezlerinde çoğalmaya başlayınca;
belediyenin ilgili birimleri
gecenin geç saatlerinde
topladıkları
bu hayvanları,
genellikle
komşu ilin
sessiz-sakin
bölgelerine
bırakıyor...
Geçmişte, bu hayvanların 
toplu halde itlaf edildiklerini de
görmüştük!..
Belediyelerin
köpek bırakma savaşları sonucunda,
terk edildikleri bölgelerde de
aç-susuz kalan
hayvanlar, haliyle
yine şehir merkezlerine
iniyor...
Şehrin işlek
cadde ve sokaklarında
sahipsiz
hayvanların
artışının
nedeni bu...
Samsun Valiliği,
geçenlerde
ilgili kurum ve kuruluşlara;
sahipsiz
hayvanların
korunması, kısırlaştırılması
ve bakımı gibi konularda
kanuni görevlerini hatırlatan
bir uyarı yaptı...
Doğru bir hatırlatmaydı!..
Ancak, Samsun ve ilçeleri ile
komşu iller arasında
sağlanacak bir koordinasyon 
gerçekleşmediği takdirde; bu konuda
bazı il ve ilçelerin
"uyanık başkanları"
toplanan
başıboş hayvanların,
bakım merkezleri bulunan
illere terk edilmesi
talimatını vermeye devam
edecekti...
Sahipsiz hayvanlar,
yasal olarak devletin koruması altında
ama
bu işin belediyelere
yüklediği mali bir külfet
var...
O yüzden
bazı belediye başkanları
bu duruma
pek yanaşmıyor...
Hatta, hayvanseverler
ve STK'larla
bu yüzden tartışanların
sayısı hiç de az değil!..
"Belediyenin olmayan parasını; kediye, köpeğe mi
yedirelim?" 

diye düşünen birinin
yasaları
çiğnemesi bir yana
"Allah korkusu" 
olduğunu
söylemem mümkün mü?..
Bu sorunun çözümü,
ortak akılla üretilecek
projelerde...
Yoksa, işin kolayını
bulan
bazı belediye başkanları,
topu adeta birbirlerine atarak,
zaman kazanmayı
sürdürecek
ve sorun daha da büyüyecek!..