Onu bunu bilmem!...
Anlamam da zaten!..
Twitter hesabıma
yazılarımı
arkadaşlar yüklüyor...
Facebook kullanmıyorum...
Instagram'a
attığım bir iki şey olmuştur...
Bilgisayarda,
"Google"
başta olmak üzere
sosyal ağ sağlayıcılarında
kimilerinin
"sörf" dediği,
gezintiyi
yaparken,
dikkatimi çekiyordu...
Özellikle de alışveriş
yapmaya çalışırken...
Mesela bir ayakkabı
alacaksınız,
ne kadar
marka varsa önünüzde...
Kazak alacaksınız,
aynı şey...
Tatil için otel aradınız,
gideceğiniz bölgeden 
yığınla adres
karşınızda...
İşin garibi,
reklamlar
sürekli olarak
karşınıza çıkıyor...
Başka bir şey daha
var...
Amerika başta olmak üzere
AB ülkelerinde de
tedirginlik yaratan
durum;
sosyal ağ sağlayıcılarının
toplum üzerindeki
müthiş etkisi...
Bu güçlü yapıya
karşı önlemler
alınmaya çalışılıyor...
İleri toplumlarda bile
tedirginlik veren
bu süreç,
geri kalmış bir toplumu
sokaklara döküp,
tanksız-tüfeksiz
ele geçiremez mi?..
Alışkanlıklarını değiştirip,
o toplumu değerlerinden
koparamaz mı?..
Yanlış anlaşılmasın!..
"Dezenformasyon yasası"
tümden savunuyor değilim...
Ama bu bakımdan
çekincelerim var...
Bunca hakaret, küfür, iftira
ve algı operasyonları
karşısında,
çaresizlik içinde
kalan insanların
yaşadığı
sıkıntıları unutmadık!..
Mahkeme kararlarına
rağmen
içerikler
kaldırıldı mı?..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e
sosyal medyada yapılan hakaretlerin
içeriklerinin
kaldırılması, sosyal ağ sağlayıcılarının
keyfine kalmadı mı?..
Sözün özü;
müthiş zenginliklere
kavuşan
sosyal ağ sağlayıcılarının
böylesine
"kontrolsüz" bir noktaya
gelişiyle,
emperyal
müdahalelerin
artması da kaçınılmaz olmayacak mı?..
Devletin bu açıdan
sosyal medya ağ sağlayıcılarına
karşı önlem alması,
ülke güvenliği açısından
önemlidir ve doğrudur!..
O nedenle,
"ifade özgürlüğü"
savunmak haktır ama
böyle bir tehlikeyi 
göz ardı etmezsek,
ülke için daha hayırlı olmaz mı?..