Samsun Büyükşehir Belediyesi
Komisyonu'nda
"tarım arazisi" olarak
bilinen
ve "heyelanlı
bölge" 

raporu
bulunan
Kürtün Vadisi'nin
imara açılması çalışmalarının
oy çokluğuyla kabul edilmesinin
"Yüzyılın felaketi"nin
yaşandığı
şu günlere
rastlaması
karşısında,
"hakaret" içermeden
ifade edebileceğim sözcükleri
çok aradım...
Neleri yazmak
geçti aklımdan da
sonra
vazgeçtim...
Çünkü,
her şeye rağmen
karar meclisten
geçmemişti...
"Sağduyu" adına
bir umudum vardı, içimde...
Depremin
acısıyla
sarsıldığımız
bir dönemde;
bu konuyu
tartışmak,
akıl
tutulmasından
başka bir şey değildi!..
Birileri aklını 
kiraya mı verdi?..
Meclis üyelerinin
her birinin
kendi alanlarında
uzmanlıkları var!..
Öyle sanıyorum ki,
onlar da
oldubittiye getirilmek
istendi...
Depremdeki yıkımların en önemli nedenlerinden birinin
"zemin" olduğu
bilindiği
halde, bu
bölgeyi
imara açtırmak,
gözlerin kör, kulakların sağır 
olması demekti!..
Deprem bölgesindeki
o kahredici
yıkılan bina görüntüleri,
hiç mi
bir şey 
hatırlatmadı?..
Anasını, babasını, evladını,
kardeşini
ve sevdiklerini
kaybedenlerin
feryatları 
hiç mi yürekleri 
sızlatmadı?..
Mesele sadece "rant" ise
gece zengin yatanın
deprem sabahında
fakir kalktığı da
bir uyarı
sayılmaz mıydı?..
Para mı kurtardı o hayatları?..
CHP İl Başkanı
Fatih Türkel ve
İYİ Parti İl Başkanı
Hasan Aksoy'un,
Kürtün Vadisi'nin
imara açılmasının
Samsun'a 
"ihanet"
olacağını açıkladığı
gün, konunun
hassasiyetini
bilenler
şaşkınlık içindeydi...
Bu konunun 
böyle bir zamanda
gündeme getirilmesi,
nasıl bir ruh haliydi, 
izahı gerçekten de zordu!..
Bu mesele, daha
önce de gündeme gelmiş ama
tepkiler üzerine
sürüncemeye
bırakılmıştı...
Sanıyorum, bugün de öyle olacak ve
sağduyu yine "galip" gelecek!..
Çünkü, hiçbir meclis üyesinin
bu bölgenin imara açılmasıyla
ortaya çıkabilecek olası bir felakette
vicdanlarını sızlatacak
karar için
"parmak" kaldıracağını
sanmıyorum...
Ve bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
"dere yatakları" konusundaki
uyarısını da
hatırlatıyorum...