Dün bu köşede çıkan
yazıma;
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın
göreve geldikten sonra başlattığı başarılı operasyonlardan
rahatsızlık
duyanları
sıralayarak,
"Düşman çok olunca..."
başlığını atmıştım...
Terör örgütü PKK,
yabancı istihbarat servisleri,
mafyatik yapılanmalar ve
uyuşturucu başta olmak üzere
insan ticaretiyle
ilişkili unsurların,
İçişleri Bakanlığı'nın 
Kızılay'daki binasına düzenlenen
saldırının
şüphelileri
arasında
olduğunu 
öne sürmüştüm...
Yani, bu saldırıyla
hedefteki
Yerlikaya'ya bir anlamda
gözdağı vermek vardı,
demek istemiştim...
Çünkü, Samsun'un da aralarında bulunduğu
illerde gerçekleştirilen
baskınlarda,
yüklü miktarda
sentetik uyuşturucu ve esrar
ele geçirilmiş;
bu yapılara
büyük darbe vurulmuştu...
Böylece,
uyuşturucu kaynaklarından
beslenen
terör örgütü PKK gibi diğer unsurlar
ciddi anlamda
sıkıntıya düşmüştü...
Bu yapıların
para kaynağı kesildiğinde,
kımıldama
şansları olmadığı
bilinen bir gerçekti...
Tansu Çiller'in
başbakanlığı döneminde
devlet içindeki bir yapı;
terör örgütünün para kaynağını kesme işini
farklı bir yöntemle çözmeye çalışmıştı...
Yerlikaya'nınki,
devlete 
yakışan
daha doğru bir yöntemdi...
Çok geçmeden haklı çıkmıştım...
Ankara'daki
terör saldırısına ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan,
"İçişleri Bakanı görevini yaptı" ifadesini 
boş yere kullanmamıştı...
Bu öngörü
olarak,
Cumhurbaşkanı ile aynı görüşte olduğumuzu
gösteren ifadelerdi...
Dünkü yazımda da belirtmiştim...
Nereden ve kimden gelirse gelsin,
her türlü saldırıya
karşı ortak 
tavır alırsak;
hainler böylesi kahpeliğe bir daha cesaret edemeyecektir...
Düşmanı çok 
olan bu devlete ve millete
Allah zeval vermesin!..