Sonunda bu da oldu, SGK açıklarının nedeni emeklinin uzun yaşamasına bağlandı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Raci Kaya, TBMM Bütçe ve Plan Komisyonu’nu bilgilendirirken Türkiye’de sağlık sistemi ve refahın artmasıyla ölüm yaşının Avrupa Birliği (AB) düzeyine yükseldiğini belirtti. Kaya, “SGK’ya ödenen primlerin ortalama süresi 20 yıl. Almanya’da bu süre 45 yıl. Eskiden ‘mezarda emeklilik’ deniyordu çünkü 50-55 yaşta ölüyorduk. Bugün 78 yıl ortalamaya gelmişiz. 2023 yılından bu yana EYT ile birlikte emekli sayımız 3 milyon arttı. Nüfusumuz yaşlanıyor, emekli sayımız daha hılı artıyor” sözleri ile herkesi şoke etti. Sayın başkan, bir anlamda “emeklinin yaşam süresi uzadı, SGK battı “demeye getiriyor.
Başkan Kaya, emekliyi günah keçisi göstererek bükük bir skandala imza attı. Oysa onun görevi çalışırken düzenli primini ödeyen emeklinin uzun yaşamasını ağzına almak değil, kayıt dışı istihdam ve yüksek ücretle çalışan kişilerin primini asgari ücret üzerinden ödeyen patronlarla mücadele ederek kurumun gelirlerini artırmaktır. En kolay suçlama maliyet açığını gariban emekliye yüklemek. “Yaşam süresi uzadıkça sosyal güvenlik sistemi zarar görüyor” diye bir görüşü ileri sürmek kabul edilemez ve emekliyi rencide etmiştir.
Emeklinin çoğunluğu kendisine layık görülen 16 bin 881 TL gibi son derece absürd aylıkla geçinemediği için ikinci bir işte çalışmak zorunda. Toplam 17 milyon emekliden kayıt dışılarla birlikte yaklaşık yüzde 60’ı ikinci bir işte emek harcıyor. 4 milyon emekli en düşük aylığa talim ederken, yüzde 80’ini açlık sınırının altında kalan aylıkla bir ay geçinmeye çalışıyor. Hal böyle iken SGK açıklarının nedenini emeklinin uzun yaşamasına bağlamak gerçekçi yaklaşım değil. Sanki devasa tutarda aylık ödeniyor bu insanlara.
Aylıklar öylesine yetersiz ki; “emekli olup yine çalışacağım” düşüncesi çalışanlar arasında yaygınlaşıyor. İkinci işte çalışanların oranı tüm çalışanlar arasında yüzde 10’a yaklaştı. Zira, emekli aylığı son derece düşük, hayat pahalılığı ile baş etmeye yetmiyor. Kış kapıda elektrik ve doğalgaz faturaları cüzdanları eritecek. Geriye kalan para ile temel gıda ürünlerini almaya, ev sahibi değilse kirasını ödemeye çalışacak emekli. Kış korkusu şimdiden başladı. Tüm bu olumsuzlukları sırtında taşıyan milyonların uzun yaşaması gündeme getirildi .
Bir süre önce aynı görüşü AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci de dile getirmiş, emeklilik yaşının yükseltilmesi gerektiğini açıklamıştı. Oysa emeklilik yaşı halen kadınlar için 58, erkekler için 60. 2035 yılı sonrası kademeli olarak kadın ve erkek için 65 yaşta eşitlenecek. Bu durum ortada iken yeniden emeklilik yaşını gündeme taşımak neyin nesi Allah aşkına. Anlaşılan siyasi irade “mezarda emeklilik” istemlerinden vazgeçmeyecek.
Raci Kaya’nın dile getirdiği gibi, Türkiye’de emekli olabilmek için ortalama prim ödeme süresi 20 yıl Almanya’da 45 yıl. Doğru. Ancak, Almanya’da çalışanlar hakkını fazlasıyla alabiliyor, satın alma gücü oldukça yüksek. Bizdeki gibi ücreti yetmediğinden bırakın borçlanmayı , çalışırken aldığı parayla tasarruf edebiliyor. Türk çalışanlar maaş ve ücretle ay sonunu zor getiriyor. Örnek 22 bin 104 TL tutarındaki asgari ücret. Bu para kime yetebilir, insanca yaşamasını sağlayabilir.
Yıllardır düşük aylıkla yaşamaya çalışan gariban emeklinin uzun yaşamasını dile dolamak gerçekten şık değil, son derece irite edici. Demek ki, insanlar uzun yaşamamalı, erkenden ölmeli SGK Başkanı Raci Kaya'ya göre. “Yaşam süresi uzadıkça sistem zarar görüyor” gibi bir yorum kesinlikle kabul edilemez. Sistemin açığını, artan maliyeti uzun yaşamda arama bir yana bırakılarak kayıt dışı ile mücadele edilmeli, kurumun prim gelirini artıracak yeni istihdam olanakları artırılmalı.
Şurası akıllardan çıkarılmasın; emekli devlete yük değil, yılların emeği ile kazanılan onurdur. Emekli açlık ve yoksullukla mücadele ederken uzayan yaşam süresini sosyal güvenlik sisteminin temel sorunu olarak görülemez. Devletin görevi yurttaşını, emeklisini insanca yaşanabilir olanaklara kavuşturmaktır.