Önceki gün Rusya, ayçiçeği yağı yüklü 15 geminin Ukrayna limanlarından Türkiye'ye çıkış yapmasına izin vermeyince; ayçiçek yağı fiyatları yüzde 50'ye yakın oranda artmasına rağmen, vatandaşlar, marketlere akın etti... Endişe vardı... Fiyatlar daha da artabilir en kötüsü ayçicek yağı bulmak zorlaşabilirdi... Dün ben de markete gittim... İki tane birer litrelik ayçiçek yağı aldım... Kullanımı 5 litrelikten daha kolaydı... Bir litrelik olan Komili marka yağı fiyatı 35 lira, Trakyabirlik'in 5 litrelik Biryağ'ı ise 190 liraydı... Market çalışanına Biryağ'ın önceki gün kaç lira olduğunu sorduğumda acı bir tebessümle, "130 lira" dedi... Neredeyse bir günde yüzde 50'ye varan bir zam!.. Şimdi bunu yapanlara "fırsatçı" demek hafif kalmaz mı?.. Merak etmeyin, içimden diyeceğimi dedim zaten!.. Marketlerin hepsi böyle değildi elbette... Bazıları da satın alınan ürünlerin toplamına göre, ayçiçek yağında indirim yapmıştı... Vatandaşa diyecek sözüm yok elbette... Üçü- beşi hesap etmezse, işin içinden çıkması zor!.. Ama durumdan vazife çıkarıp, zamlı fiyatlara rağmen "Daha da artacak" diye stokçuluk için mal toplayanlara ne demeli?.. Bir ülkede, ticari ahlaksızlık yapanlar olacaktır!.. Ancak bunu önleyecek olan mekanizma devlettir!.. Geleceğe yönelik yatırımlar, durumdan vazife çıkaranları diskalifiye eder!.. Bu ülke, parasıyla bile İHA alamazken; şimdi SİHA'ları yapıp satar duruma gelmedi mi?.. Milli Savunma Sanayii'nde de bağımlılığı en asgariye indiren hamleler yapılmadı mı?.. Aynı şeyi, tarımda da gerçekleştirsek, kim böylesine fırsatçılıklarla halkın cebindeki paraya göz dikebilir?.. Sonra, tarımın önemli bir silah olduğunu pandemiyle başlayan bu süreçte görmedik mi?.. Öyleyse, ülkenin vakit kaybetmeden tarımsal hamleyi başlatmak zorunluluğu vardır!.. Yoksa, bugün ayçiçeği-buğday, yarın şeker!..