CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sayıştay’a yönelik “Ben Kemal, geliyorum” seslenişi epey sükse yaptı.
TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan CHP liderinin sözü usta sanatçı merhum Cüneyt Arkın’ın Hınç filmindeki repliğini anımsattı.  Kılıçdaroğlu, 418 milyar dolarlık yolsuzluk iddialarına ilişkin Sayıştay’a seslenirken, “Seçimden sonra telefonlar acı acı çalacak, bir ses duyacaklar, ‘Ben Kemal, geliyorum’ hitabı bir yandan ortağı olduğu 6’lı Masa’ya da “ortak aday ben olmalıyım” mesajıydı.
CHP liderinin konuşmalarında Hazine tarafından yapılan harcamalara ağırlık verdiği bilinen gerçek. Açık ihale yerine pazarlık yolu ile gerçekleştirilen otoyol, köprü, havalimanı gibi yatırımlarda belirli müteahhit grubuna çıkar sağlandığını, yurttaşın cebinden çıkan paranın çarçur edildiğini sürekli savlıyor Kemal Kılıçdaroğlu.
İktidara gelmeleri halinde harcamaların, israfın hesabını soracaklarını vurgulayan CHP Genel Başkanı’nın “Ben Kemal, geliyorum”  diyerek bürokrasiyi uyarması, bu çerçeve içindeydi. Cüneyt Arkın’ın repliğine benzer şekilde seslenmesi siyasetin gündemine oturan, sosyal medyada büyük ses getiren zeki tutumdu. Kuşkusuz, Kılıçdaroğlu’nun sözü siyaset düzleminde ve sosyal medyada epey tartışılacak.
6’lı Masa’yı oluşturan Millet İttifakı’nın açıkladığı seçim beyannamesinde 2 bin 300 vaat yer aldı. Hayli yüksek görünen bu vaatlerin en az üçte biri hayata geçirilse ekonomik sorunlarla boğuşan yurttaş rahat nefes alır.
Emeklinin, emekçinin, memurun, toplumun çoğunluğunu oluşturan dar ve sabit gelirli kitleye yönelik çok sayıda vaat yer aldı seçim beyannamesinde. Millet İttifakı’nın olası iktidarında yapacaklarının, hayata geçireceklerinin belgesi, sözü niteliğindeydi. İyi niyetle hazırlanarak ortak metinde yer alan ekonomide yaşanan sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin seçmende ne denli karşılık bulacağı 14 Mayıs seçiminde görülecek. Seçmen ne diyecek vaatlere seçim akşamı öğreneceğiz.
ATO Congresium’da kamuoyuna açıklanan ortak seçim beyannamesindeki; 
“Cumhurbaşkanlığı’nı yeniden Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız, Beştepe’deki Saray’ı ve diğerlerini halka açacağız, Cumhurbaşkanlığı uçaklarını satıp orman yangını uçağı alacağız, yolsuzluklara son vereceğiz, bütün kadrolarda liyakata önem vereceğiz, haksız elde edilen kazançları geri alıp Hazine’ye aktaracağız, devleti kurum ve kurallarla yöneteceğiz, yanlış karar veren hakim cezasını çekecek” başlıkları, salonu dolduranlar tarafından en çok alkışı alması dikkat çekiciydi.
Dediğim gibi 2 bin 300 maddeden en az üçte biri hayata geçirilse toplum rahatlar. Ancak öncelikle bu vaatlerin seçmen karşısında ilgi görmesi ve bu ilginin sandığa yansıması gerekiyor. Vaatlerin salon açıklamasıyla sınırlı kalmaması için Altılı Masa’yı oluşturan liderler, seçim meydanlarında da dillendirecektir...