Çok uluslu şirketlerin dünya tarımı üzerine kurduğu tezgahları açığa çıkarmaya çalışan ve bu yönde araştırmalar yapıp kitaplar yazan Bafralı gazeteci-yazar İsmail Tokalak, bir sohbetimizde; Samsun'un Vezirköprü İlçesi'nde yabancıların yıllarca yurtdışına tohum kaçırdığını anlatmıştı... Kenevirin "mucizesi"ni daha önce yazdığım için onu yakından dinlemiştim... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2 yıl önce heyecan uyandıran açıklaması üzerine çok umutlanmıştım... Vezirköprü'nün kenevir tohumları Narlı ve Vezir olarak onun sayesinde tescillenmişti... Yabancılar, kenevir mucizesini biliyordu... "Kenevirden ne yapıyorlar?" demeyin!.. Ne yapılmıyor ki?.. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijeni doğaya salıyor... Bir dönümlük kenevirden, 4 dönümlük ormana eş kağıt üretilebiliyor. Kenevir tam 8 kez, ağaç 3 kez kağıda dönüştürülebiliyor... Kenevir 4 ayda yetişir, bir ağaç ise 20-50 yılda… Kenevirin gerçek bir radyasyon temizleyicisi olduğu biliniyor... Kenevir, dünyanın her yerinde yetiştirilebilir ve çok az suya ihtiyaç duyar. Ayrıca kendisini böceklerden koruyabildiği için tarım ilacına da ihtiyaç duymuyor... Kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşırsa, tarım ilacı sektörünün tamamen ortadan kalkması söz konusu olabilecek... İlk kot pantolon, kenevirden yapılmıştır; hatta “kanvas” kelimesi kenevir ürünlerine verilen isimdir... Kenevir ayrıca ip, halat, çanta, ayakkabı, şapka yapımı için de ideal bir bitkidir... Kenevir, AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılmakta... Kenevir tohumunun protein değeri çok yüksektir ve içindeki iki yağ asidi de doğada başka hiçbir yerde bulunmamaktadır... Kenevir üretimi, soyadan bile daha ucuzdur... Kenevirle beslenen hayvanlar, hormon takviyesine ihtiyaç duymuyor... Plastik ürünlerin tamamı, kenevirden üretilebilir ve kenevir plastiğinin doğaya dönüşmesi oldukça kolaydır... Bir arabanın gövdesi kenevirden yapılırsa; dayanıklılığının çelikten tam 10 kat fazla olduğu biliniyor... Binaların yalıtımı için de kullanılabilir; dayanıklı, ucuz ve esnektir... Kenevirle yapılan sabunlar ve kozmetik ürünler, suyu kirletmez; yani tamamen doğa dostudur... Şimdi soracaksınız, 1800'lü yıllarda Amerika'da zorunlu olan ve yetiştirmeyenlerin de hapse atıldığı bu bitkinin üretimi, 1938'li yıllarda neden yasaklandı?.. "İndigo Dergisi"nden aktaralım: "W. R. Hearst, 1900’lü yıllarda Amerika’da gazete, dergilerin ve medyanın sahibiydi. Ormanları vardı ve kağıt üretiyordu. Eğer kenevirden kağıt yapılırsa, milyonlarını kaybedebilirdi. Rockefeller, dünyanın en zengin adamıydı. Petrol şirketi vardı. Bio yakıt olan kenevir yağı da elbette onun en büyük düşmanıydı. Mellon, Dupont şirketinin ana hissedarıydı ve petrol ürünlerinden plastik üretmek için patente sahipti. Ve kenevir endüstrisi, onun pazarını tehdit ediyordu. Sonra ise Mellon, ABD Başkanı Hoover’in hazine bakanı oldu. Bu bahsettiğimiz büyük isimler yaptıkları toplantılarda, kenevirin bir düşman olduğuna karar verdiler. Ve onu ortadan kaldırdılar. Medya aracılığıyla, marihuana sözcüğüyle birlikte keneviri, insanların beynine, zehirli bir uyuşturucu olarak kazıdılar. Kenevir ilaçları piyasadan çekildi, bunun yerini bugün kullanılan kimyasal ilaçlar aldı. Kağıt üretimi için, ormanlar katledildi. Tarım ilaçları ile zehirlenme ve kanser arttı." Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mucize bitki" kenevir tarımında adeta devrim olan açıklamalar yapmış, hatta Samsun ziyaretinde; Tekkeköy'de kenevirden gömlek üretim fabrikası kurulması gündeme gelmişti... Vezirköprü'de, kenevire dayalı bir organize sanayi bölgesi oluşturulacaktı... OMÜ'de araştırma merkezi bile kurulmuştu... Ülke ve Samsun adına umutlanmıştık!.. Ve sonunda Vezirköprü'de üreticiyi mağdur eden bazı firmalar, alın terinin karşılığını vermeyince; üretim yüzde 90 oranında düştü... Anlıyorum ki, konu Erdoğan'ın bilgisi dışında... Yoksa hiç kimse onun bizzat ilgilendiği bir konuda, buna cesaret edemezdi... Yani, olup biteni Erdoğan, bir duyarsa... Anladınız sanırım!.. Vay halinize!..