Merhaba kıymetli okuyucularım,
Zamanın hızla aktığı, dengelerin hassaslaştığı bir dönemdeyiz.
Tam da bu yüzden, bir toplumun varlığını ayakta tutan değerleri hatırlamak,
özellikle de sessizce görev yapan kahramanlarımızı unutmamak zorundayız.
Yaklaşıyor... 17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü.
Bu özel gün; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin omurgasını oluşturan astsubayların,
yıllarca emek verdikleri mesleklerinin toplum tarafından hatırlandığı bir farkındalık günüdür.
Her rütbe, her görev değerlidir;
Ama astsubaylık, sadakatin, disiplinin, vefanın ve görev aşkının adıdır.
Kimi zaman bir sınır karakolunda, kimi zaman bir üs bölgesinde,
kimi zaman da milletin kalbinde nöbet tutarlar.
Vatanın huzuru için geceyi gündüze katar, görevini sorgusuz sualsiz yerine getirirler.
Bu uğurda can veren kahramanlarımızdan biri de,
15 Temmuz gecesi hiç tereddüt etmeden görevini yerine getiren
Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’dir.
O, milli iradenin sembolü haline gelmiş bir kahramandır.
Vatanın kader anında, tereddütsüz bir kararla tarih yazmıştır.
Kendisine yapılan hain saldırı, sadece bir insana değil, bir millete yönelmişti;
ancak onun kararlılığı, bu milletin vicdanında ebediyen yaşayacaktır.
Bugün bizler de, görevini layıkıyla yapan her astsubayın,
adalet ve hakkaniyet içinde değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Hak, görev kadar kutsaldır.
Bu ülkenin kahraman evlatları için adalet, bir ayrıcalık değil;
bir vefa borcudur.
Ne yazık ki bugün, ülke olarak acıların da içindeyiz.
Gazze’de, sınırlarımızda ve şehirlerimizde yaşanan her trajedi, hepimizi derinden yaralıyor.
Ama acılarla değil, birlik ve vicdanla ayakta kalacağız.
Bu nedenle, 17 Ekim öncesi bu yazı, bir kutlamadan öte bir hatırlatmadır.
Bir milletin, kahramanlarına sahip çıkması, onların değerini bilmesi gerektiğinin
sessiz ama güçlü bir çağrısıdır.
“Düşündürebilmek, geleceğe ışık yakmaktır.”
— Kazım İlhan
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir.
— Kazım İlhan
Saygılarımla,
Kazım İLHAN
Sosyolog ve Aile Danışmanı