Bizim Yunus ne güzel söylemiş .’’ SÖZ OLA KESE SAVAŞI SÖZ OLA KESTİRE BAŞI SÖZ OLA AĞULU AŞI BAL İLE YAĞ EDE BİR SÖZ." Yine atasözlerimiz arasında tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır. En sonra konuşulacak olanı en önce konuşma. Evet, söz ağızdan bir kere çıkar ama bıraktığı tesir çok uzun sürer. Düşmanı dost eylediği gibi, dostunu da düşman eder. Bundan dolayı atalarımız bir söylerken bin düşünmeyi ölçüp biçip de konuşmayı tavsiye etmişlerdir. Her akla gelenin ölçülüp tartılmadan veya siyasi rant getirecek diye söylenmesi de vebaldir. Bunu bazen kınayanlar olup bizi Avrupa ile mukayese edip onların ilgisizliğini överek bizim halkımızın yaptığını tenkit ederler. Aslında halkımız doğru yapıyor. Çünkü vekâlet verip kendisini yönetecek siyasi aktörleri söz ve davranışlarıyla takip etmesi ve oturduğu kıraathanesinde veya diğer mekanlarda bunu tartışması ve konuşması demokrasimize de bir katkıdır. Bu nedenle siyasi liderler ve yönetici kadroları söz ve davranışlarına çok dikkat etmek zorundadır. Onların her ağızlarından çıkan söz, sempatisi olan veya olmayan vatandaşlarımız tarafından günlük sohbetlerin malzemesi durumundadır. Ve her siyasi düşüncesinde mutlaka halk tabanında bir taraftarı bulunmakta taraftar kendi siyasi liderinin sözünü tartışılmaz bir doğru olarak kabul etmektedir. Halkımızın siyaset meraklısı ve fanatiği olduğunu göz önünde tutarsak, durumun vahameti ve toplumda nedenli bir kamplaşma meydana getireceği ortadır. Genelde maşallah bizim siyasi aktörlerimiz inadına bu fanatizme daha da gaz vermekte POPİLİST söylemler ve gereksiz alevli konuşmalar aslında demokrasimize bir yarar sağlamamaktadır. İstisnaları ve kibar ve nezaketi üslubuna şiar edenleri saygıyla selamlıyorum... Parlamenter sistemden vazgeçip Başkanlık sistemine geçildikten sonra siyasi hayatımızın ilke ve üslubunda ciddi değişimler gözlemliyoruz. Ancak bu değişimler hayra alamet değildir. Hep geleneksel olarak söylenir demokrasi uzlaşı ve barış sistemidir diye. Söylenir söylenmesine de siyasi aktörler söz ve eylemlerini buna katkı yapacak yönde kullanmıyor... Siyasi geleneğimizde yıllarca yokluğundan şikayet ediliyordu siyasi liderlerin birbirlerini ziyaret etmeleri ve istişare için bir araya gelmeleri sevindiricidir. Ancak bu olumlu gelişmeyi birtakım medyamız ve siyasi çevreler adeta topa tutmuşlardır. Toplumu gerecek ve kamplaştıracak hiçbir söylemi, hayra alamet görmüyorum. Önemli olan ülkemizin sağlıklı ve refah içerisinde yaşamasıdır. Ben iktidar olursam bu ülke cennet olur başkası iktidar olursa ülke cehenneme döner MANTIĞI İNSANIMIZA SAYGISIZLIKTIR. Hiçbir vatandaşımızı siyasi tercihinden dolayı dışlama hakkımız yoktur. HAZMEDİCİ VE KUL HAKLARINA RİAYET EDİCİ BİR SİYASİ ÜSLUBA ÜLKEMİZİN İHTİYACI VARDIR. Bu bağlamda insanımıza proje sunulmalıdır. Siyasi liderlerin hamaset yüklü hislerimizi istismar edici konuşmaları günü kurtarma konuşmalarıdır. Hayat pahalığı toplumun büyük bir kesimini yakıp kavururken, her yıl yüz elli bin aile boşanırken, 300 bine yakın insan cezaevindeyken, her vatandaş kredi kartına mahkum ve faiz girdabında geçim mücadelesi veriyorsa; ülkeyi yirmi yıldır yönetenler akıllarını başlarına alıp NEREDE HATA ettik deyip empati yapması demokrasimize büyük katkı sağlayacaktır...