Albert Einstein, 4 yaşında konuşmuş, 7 yaşında okumayı öğrenmiş.
Winston Churchill, 6.sınıfta sınıfta kalmış.
Ludvig van Beethoven için müzik öğretmeni ümitsiz vaka demiş.
Lev Tolstoy, başarısızlık nedeniyle okulu bırakmış.
Walt Disney, iyi fikirleri olmadığı gerekçesiyle çalıştığı gazeteden çıkarılmış.
Isaac Newton, okulda notları çok düşük bir öğrenciymiş.
Thomas Edison, öğretmeni tarafından hiçbir şey öğrenemeyen çocuk olarak değerlendirilmiş.
Wernher von Braun, 9.sınıfta cebir dersinden kalmış.
Abraham Lincoln, yüzbaşı olarak katıldığı savaştan er olarak terhis olmuş.

Her birimiz bu kişilerin kimler olduklarını biliyoruz öyle değil mi? Yani en azından isimlerini duyduk. Gelin birlikte bir hatırlayalım.

Albert Einstein, standartlaşmış zeka testlerinde puanı oldukça yüksek çıkan, deha düzeyinde yetenekli Alman fizikçi ve bilim insanıdır.

Winston Churchill, Birleşik Krallık Başbakanı. Aynı zamanda 2.Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık’ın başında bulunmuş ve savaşın sonrasında ‘Demir Perde’ teriminin benimsenmesini sağlamış, Soğuk Savaş’ın habercisi olarak tanımlanmıştır.

Ludvig van Bethoven, gelmiş geçmiş en ünlü en etkileyici bestecilerden biri kabul edilen Alman piyanist ve bestecidir. 9 senfonisi, 5 piyano konçertosu, 32 piyano sonatı, 16 yaylı dörtlüsü bulunmaktadır.

Lev Tolstoy, Rus Edebiyatının en başarılı edebiyatçısı olarak bilinir. 1 dakikada yazdığı kelime sayısının çok yüksek olduğu ölçülmüştür.

Walt Disney, dünyanın en ünlü yapım şirketi olan The Walt Disney Company’nin kurucusu, şirketteki çizgi karakterlerin çizeri, ünlü karikatürist, dublaj sanatçısı senarist, yönetmen ve yapımcıdır.

Isaac Newton, fiziğin babası olarak da bilinir. Tarihin en etkili bilim insanlarından biri olarak görülen Newton, astronomi ve fizik için bir dönüm noktası kabul edilmiştir.

Thomas Edison; telefon, fonograf, elektrikli tren, demir madeni ayıracı, elektrikli aydınlatma ve diğer birçok icatta büyük katkılarda bulunmuştur.

Wernher von Braun, NASA Mühendislik Programı yöneticisidir. Ayrıca aya giden ilk uzay aracının da planlayıcısıdır.

Abraham Lincoln, tarihsel değerlendirmelerde en iyi Amerika Birleşik Devletleri başkanlarından biri olarak kabul edilir.

Neden bu örnekleri verdim?
Çünkü üstün zekalılarla ilgili genelleme yapmakta çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bu çocuklarla ilgili toplumda oluşmuş bazı yanlış tanımlamalar var. Örneğin;
-Yüksek zekaya sahipse kesin çok çalışkandır.
-Yüksek zekaya sahipse sınavları mutlaka kazanır.
-Yüksek zekaya sahipse çok başarılı olur.
-Yüksek zekaya sahipse kesin hemen kendini gösterir ve toplumda çok sevilir.
-Yüksek zekaya sahipse sadece okulla idare eder, ek takviyeye gerek duymaz.
-Yüksek zekaya sahipse her ortamda kendilerini var ederler, yardıma ihtiyaç duymazlar.
-Yüksek zekaya sahipse kesin genetiktir annesi de böyle veya babası da aynı onun gibiydi.
-Yüksek zekaya sahipse kurallara uyar, öğretmenin sözünden çıkmaz.

Evet bu tanımlamalar ne kadar doğru olabilir? Kulağa ne hoş geliyor değil mi? ‘ÜSTÜN ZEKA, ÜSTÜN YETENEK’. Üstünse kesin şöyledir diye yargı ifadeleri kullanmak en kolayı. Tabii ki biz bu kolay olanı değil doğru olanları konuşacağız.

Yukarıda bahsedilen hepimizin tanıdığı bildiği üstün zekaya, üstün yeteneğe sahip kişiler, hayatlarında karşılaştıkları kişilerin onları nasıl değerlendirdiğini fark edelim istiyorum. Üstün zekalı çocuklar da böyle bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. Potansiyelleri var ancak olumsuz davranışları sebebiyle göz ardı ediliyorlar. Belki de toplumumuzda oluşan bu yanlış tanımlamalar nedeniyle öğretmenlerimiz sınıfında olan geleceğin Einstein’ini veya anne babalarımız geleceğin Walt Disney’ini kaçırıyor.
Peki hocam, biz bu çocukları nasıl keşfedeceğiz?
Bunun da cevabı bir sonraki köşe yazımızda...

Uzman Psikolojik Danışman / Özel Yetenekliler Uzmanı
Tuğçe GÜNDÜZ YILMAZ