Merhaba kıymetli okuyucularım; Adalet... Dünyada en çok aranan, istenen, uğruna savaşlar yapılan, canlar alınan çok basit bir olgu.

Kelime anlamı “Adil olma durumu” olarak açıklanabilir. Günümüzde neye göre adalet, kime göre adil olmak?
Tartışmaya çok açık bir konu.

Ben, haklı olmak için paraya, tanıdıklara ihtiyaç duyulmayan bir ülke hayal ediyorum.

İtin, uğursuzun cana, mala, namusa, evlada kast etmeye cesaret edemediği, etse dahi en ağır cezalarla inletileceği, gerekirse öldürüleceği, tecavüzcülerin hadım edileceği bir adalet anlayışı istiyorum.

İstiyorum ki insanların gönlündeki ateş sönmese dahi biraz soğusun, acısı hafiflesin.

Şeref yoksunları yaptıklarının, yapacaklarının yanına kar kalmayacağını anlasın. Bir adım atarken, bin kere düşünsün.

Televizyonu her açtığınızda, gazeteleri her elinize aldığınızda hayatın ne kadar çirkinleştiğini, insanoğlunun nasıl çamura battığını görebiliyorsunuz.

Hatta tüm bu olumsuzluklardan bıkan, artık acı görmek, duymak istemeyen birçok insan gündemi takip etmiyor. 
Keşke görmemek, duymamak ve bilmemek kötü kalpleri yok etse, ama olmuyor.

Peki, bizi bu hale getiren şey ne?
Suçun bu kadar artması, can güvenliğimizin olmaması, her gün yitip giden hayatlar, bedenine, ömrüne kıyılan kadınlar, küçücük yaşta tacize-tecavüze uğrayan yavrular…

Neden bu haldeyiz? 
Neden durdurulamıyor bu kirli döngü?

Ortada  bir terazi. Bir kefesinde vicdan, diğer kefesi taşana kadar pislik… 
O pislik yığınının içinde siyaset, adam kayırma, rüşvet, nüfus, korku, keyfiyet, liyakatsizlik, ideoloji, ego ve daha bir sürü şey...

"Gözünün üstünde kaşın var” diyerek adam öldürenler, çocuk-engelli- kadın-yaşlı demeden insanlık dışı muamele yapanlar, devletin askerine-polisine kurşun sıkan, bombalayan, çaresiz kalınca “Teslim oluyorum, pişmanım” diyen teröristler...

Sonuçta; harıl harıl cevap aramaya gerek yok aslında. Yozlaşan pek çok değerin, güzelliğin ve temelin arasında adalet olgusu da giriyor. 
Durun, bir düşünün...

İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.( Mevlana)

Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. ( Kazım İLHAN)

Bu sözün ne kadar önemli olduğunu konular işlendikçe fark edeceğimizden eminim.

Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. (Kazım İLHAN)

Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşça kalın...