Sözlükte “serbest kalmak/serbest bırakmak, bağından kurtulmak/bağını çözmek” anlamındaki talâk kelimesi, fıkıh terimi olarak belli lafızlarla nikâh akdinin bozulmasını ifade eder. Türkçe karşılığı boşama ve boşanmadır. Kur’ân-ı Kerîm’in 65. sûresine isim olan talâk ve aynı kökten türeyen kelimeler, âyet ve hadislerde çok defa terim anlamıyla geçer.
İslâm dini, neslin devamı için tek yol olan evliliği teşvik etmiş, eşlerin evlilik birliğini, karşılıklı sevgi ve saygı ortamını olabildiğince korumalarını istemiş, talâkı da ancak evliliğin sürmesine imkân kalmadığında başvurulabilecek bir çözüm şekli olarak meşru saymıştır. Bazı dinlerde ve hukuk sistemlerinde görüldüğü gibi kâğıt üzerinde evli kalıp gönül ve bedence ayrı yaşamayı uygun görmemiştir. Kur’an ve Sünnet’te talâkın meşruiyeti açıkça ifade edilmekle birlikte (meselâ bk. el-Bakara 2/228-232, 236-237, 241; et-Talâk 65/1-2; Buhârî, “alâ”, 1-4), evlilik bağının önemli bir sebep bulunmadıkça keyfî şekilde sona erdirilmesi tasvip edilmemiştir.
Erkeklere eşleriyle iyi geçinmelerini ve onların kusurlarını değil, olumlu yönlerini görmeye çalışmalarını öğütleyen âyet ve hadislerin yanında (en-Nisâ 4/19; Müslim, “Raâ”, 61), “Helâl şeyler içerisinde Allah’a en sevimsiz geleni boşamadır” (Ebû Dâvûd, “alâ”, 3) ve “Evlen, fakat boşanma. Allah, zevk için evlenip boşanan erkek ve kadınları sevmez” (Heysemî, Mecmaʿu’z-zevâʾid, IV, 335) gibi hadislerde, boşamanın dinen hoş karşılanmadığı açıkça belirtilmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm’de aile içi anlaşmazlığın ortaya çıkması hâlinde evliliğin devamını sağlamaya yönelik bazı tedbirlere başvurulması; geçimsizliğin devam etmesi durumunda ise erkek ve kadının ailelerinden seçilecek hakemlerin onların arasını bulmaya gayret etmesinin istenmesi de (en-Nisâ 4/34-35, 128), karı-koca arasındaki uyuşmazlıkların ilk çözüm yolunun boşanma olmaması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Boşanma nedenleri arasında en yüksek oranı geçimsizlik oluşturmaktadır. Sosyolojik açıdan boşanma olgusunun artışında; şehirleşme, kadınların aktif iş hayatına atılarak ekonomik bağımsızlığına kavuşması, geleneklerin aşınması, insanların daha ferdiyetçi ve bağımsız düşünmeleri gibi çeşitli nedenler sayılabilir.
Duygusal boşanmayı, boşanmanın genellikle ilk evresi olarak; sevgi, güven ve saygının azaldığı dönem olarak belirtebiliriz. Yasal boşanmayı, hukuki işlemin yapıldığı ve ekonomik sorunların da yasal yollarla neticelendiği evre olarak söyleyebiliriz. Toplumsal boşanma ise, toplumun boşanmış kimseleri kabulüdür. Çeşitli toplumlarda, toplumun kabulü oldukça güçken; bazı toplumların buna daha hoşgörülü yaklaştığı bilinmektedir.
Evlilik bağının eşler hayattayken çözülmesini sağlayan boşanma kurumu, çeşitli devirlerde ve ülkelerde farklı açılardan ele alınmıştır. Her toplumun ihtiyaçlarına göre değişen kurallarla düzenlenmiştir.