Köşe yazıma bu başlığı vermemin nedeni, gündemin tazeliğini korumak içindi...
Önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırıdan başlayayım...
Görüntüleri izlerken, Özel'in korumalarının zafiyeti ortaya çıkıyor...
Özel'i korumaları değil, Allah korumuş!..
Ya saldırganın elinde kesici bir alet veya tabanca olsaydı?..
Bu saldırının en detaylı biçimde araştırılması gerekiyor...
Bazıları AK Parti'yi hedef alıyor ama böyle bir şey,
AK Parti'nin adeta kendi ayağına sıkması
olurdu!..
Bu işin arkasında çok farklı planlar var...
Erdoğan'ın "telef" ifadesinin ardından bu saldırının gerçekleşmesi, tesadüf değil bence...
Ya birileri durumdan vazife çıkarmaya kalkıştı ya da ihaleyi Erdoğan'a bırakmak istedi...
Konya'daki olaydan sonra böyle bir saldırının gerçekleşmesi, endişe vericidir...
İktidar ve muhalefet, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlerin bu oyununu, özenle seçilen söylemler ve itidalli davranışlarla bozabilir...
Sakin ve sağduyulu olmakta yarar var...

TURİZME BÜYÜK KATKI

Cumhurbaşkanlığı 6. Uluslararası Yat Yarışları “Kurtuluş Kupası” 14 Mayıs’ta İstanbul’dan başlayacak ve 19 Mayıs’ta Samsun’da düzenlenecek görkemli ödül töreniyle son bulacak.

Cumhurbaşkanlığı'nın himayelerinde; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Samsun Valiliği ve Samsun Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla, TGA işbirliğinde, İstanbul Açık Deniz Yat Yarış Kulübü tarafından organize edilen ve DHL Express ana sponsorluğunda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı 6. Uluslararası Yat Yarışları, Samsun turizmine önümüzdeki dönemde büyük katkı verecek...
Vali Orhan Tavlı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan'ın organizasyonun eksiksiz gerçekleşmesi için müthiş çabası var...

Yarışın, Millî Mücadele'nin başladığı Samsun'da sona erecek olması da çok anlamlı...

Hele de Vali Tavlı'nın o sözleri: "Yelkenleriniz rüzgarla, yürekleriniz 19 Mayıs ruhuyla dolsun."

VAR MI DAHA ÖTESİ BERİSİ?

Birileri heyelan olayını saptırmaya kalkışsa da gerçekler bir bir ortaya çıkıyor...
Tıpkı AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu'nun açıklamasında olduğu gibi...
Aksu ne demiş, önce ona bakalım:

“İnşaat ruhsatı vizelerle uzatılmış ve iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı müracaatı 2011 yılında yapılmıştır. İlgili birimlerce yapılan kontrollerde, sağlık koruma bandında kalan oto yıkama dâhil, tespit edilen uygunsuzluklar 2011'de iş yeri sahibine yazıyla bildirilmiş ve iş yeri sahibi tarafından oto yıkama ve totemin kaldırıldığına dair yazılı müracaat sonrasında işlemler ikmal edilerek oto yıkama kısmı kaldırılarak yapı tutanağa bağlanmış ve 2011'de iş yeri ruhsatı verilmiştir. 2011 yılında akaryakıt ve LPG otogaz satış istasyonu için verilmiş olan ruhsat, oto yıkama faaliyetini kapsamamakta; bu alana ilişkin bilahare oto yıkama faaliyetine dair herhangi bir ruhsat müracaatı da bulunmamaktadır.”

Yani Aksu'ya göre, baba ve iki kızını hayattan koparan o felaketteki oto yıkama alanı kaçak!..
Üstelik o oto yıkama alanının eski ve yeni halinin görüntüleri de ortada...
"Yok öyleydi, yok böyleydi," demek boşuna...
Var mı daha ötesi berisi?..