Bu milletin
Allah vergisi
bir feraseti
yani sezgisi var...
Bunu
bir kere daha
yaşadım...
Dün, berbere gittiğimde,
konu depremdi...
Ne olup bittiği ve gelişmeler soruldu;
anlatmaya çalıştım...
Bu arada,
berberim
Murat Özüpek,
ilginç bir konuya
temas etti...
"Abi" dedi. "Depremden önce,
İstanbul'da
konsoloslukların
kapatılması terörle
ilgili değildi"
...
Sustum, "Bir bildiği
var herhalde"
diye...
Çünkü berberler, kahvehaneciler ve
ayakkabı boyacıları
halkın nabzını tutan insanlardı...
Murat, "Konsoloslukların
kapatılması,
depremle ilgili idi.
Konu, terör olsaydı, Türkiye'yi
bilgilendirmeleri gerekmez miydi?"

dedikten sonra
içinde fırtınalar
koparcasına
bir "ah"
çekti...
"Ne zaman Amerikan savaş gemisi geldiyse
deprem oldu. Marmara depremi öncesinde de
Amerikan gemisi vardı. Bunlardan her şey beklenir"

diye konuşurken,
sözünü kestim. "Tesadüf" dedim..
O da sanki karşımda
bir "diplomat"
varmış gibi
devam etti:
"Amerika, Ege'de adaları
işgal etti, büyük yığınak yaptı.
Yunanistan'ın horozlanması
bu yüzdendi. Türkiye'nin
dikkati, depremlerle
başka yöne çekildi. Bak şimdi
felaketle boğuşuyoruz. Yok abi, bu Amerikalıların
işi bence. Daha önce de bunların
depremleri tetiklediğini duymuştum"
...
O sırada, bir müşteri
lafa girdi:
"Ben de duydum"...
Berber koltuğunda oturan
bir başkası da mevzuya girdi:
"Gemi İstanbul'a
geldikten sonra
Kağıthane'de
3.1 şiddetinde deprem oldu.
Kağıthane'de fay hattı mı vardı?"
...
Şaşkınlık ve hayranlıkla
dinlerken,
bizim berber Murat,
"Onların bir
projesi vardı. Adı neydi hatırlamıyorum. Onunla yapay deprem
yapıyorlarmış" 

dedi...
Ben de o projenin, toprak altını araştıran
HAARP olduğunu
söyledim...
Berber dükkanında
böylesine
derinlikli
bir memleket meselesinin
konuşulması
hoşuma gitmişti
ama
mevzu uzuyordu...
Onları saatlerce dinleyebilirdim
fakat
işim vardı,
geç kalabilirdim...
Murat'a seslenmek zorunda
kaldım:
"Haydi lafı bırak
tıraşa bak"
...