Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin zihniyetinde "sahili korumak" diye bir kavram olmadığını yaşanan olaylarda gördük!.. Alaçam'da dünyada koruma altında olan kum zambaklarını para cezasına rağmen iş makineleriyle silip süpüren sonra da sosyal medyada "kum zambakları" görüntüleri paylaşarak, vaziyeti kurtarma derdine düşen bir anlayış; görevi olduğu halde Costal sahilindeki kum zambaklarını görmemezliğe gelmiştir... Sahilde çöpü, esas görevi olmadığı halde Tekkeköy Belediyesi temizlemiştir... Atakum sahilinde erozyon nedeniyle çam ağaçlarının yıkılmasını seyreden de Samsun Büyükşehir Belediyesi idi... İlkadım sahil bandında, "Kent Yönetim Merkezi yapacağım" diye ağaçları söken de o zihniyet değil miydi?.. Kavak İlçesi'nin Bekdemir Mahallesi'ne taş ocağı konkasörü konuşlandırmak için ağaçları kesen ve SİT alanı kavramını hiçe sayan da onlardı... Bunları yapabilen bir anlayışın Atakum'da Güzelyalı sahili kumsalını taşlarla doldurması elbette normal sayılmalıydı... Ancak, Atakum İlçesi Güzelyalı Mahallesi sakinleri, hiç öyle düşünmüyordu... İş makinelerinin önüne geçerek, çalışmayı durduran vatandaşlar, "Büyükşehir Belediyesi'ni suçüstü yakalamıştı" adeta... Kumsalı taşlarla doldurmak, akıl alacak iş miydi?.. Türkiye'nin en uzun kumsalına ve kum kalitesine sahip Atakum'da sahili taşlarla doldurmak, hangi mantıkla izah edilebilecektir?.. Olay yerine polisler de geldi, Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım-Bakım Onarım Dairesi Başkanı Ahmet Bayır da... Vatandaşlar "projeyi görmek" isteyince, daire başkanı ne gösterecekti?.. Oraya ne yapılacağını Mustafa Demir'den başka bilen yok ki?.. Ne yapsın daire başkanı?.. "Kumsala taş dökülmeyeceği" sözünü vererek ayrıldı... Bu öyle değil, elbette... Meraklanmayın, yakında kokusu çıkar!..