Yaklaşık 4 yıldan
bu yana 
büyük ihtimalle
Gürcistan'dan
ithal edilen
bir ürünle Türkiye'ye girdiği
sanılan
kahverengi
kokarca;
fındık rekolte tahmininde
bulunan
hemen hemen herkesi
ters köşe yaptı...
Sezon başında,
Dünya Kuru ve Sert Kabuklu Meyveler Konseyi Türkiye 2023 fındık rekoltesini 810 bin ton, Türkiye Ziraat Odaları Birliği 718 bin ton, TÜİK bir yıl önceye göre yüzde 4,6 azaltarak 730 bin ton olarak açıklamıştı.
Rekolteyi
diğerlerinden
az olarak,
bir tek Türkiye Ziraat Odaları Birliği tespit etmişti...
Bilim insanlarınca
günde 30 kilometre 
ilerlediği belirtilen
kahverengi
kokarca,
özellikle
fındık bahçelerinde
yapraklarının
suyunu emdiği ağaçları
kurutuyor...
Hal böyle olunca,
dalda fındık varmış gibi görünüyor ama
içi boş çıkıyor...
Yani, rekolte tahmininde bulunanları
yanıltan durum da buydu...
Oysa, ağustos ayının başında bahçeye girenler,
fındığın boş,
randımanın
da düşük olduğunu
fark etmişti...
Birileri, bunu
fiyat yükseltmek isteyenlerin
uydurması sanmıştı...
Pazara
beklenildiği
gibi ürün indirilemeyince,
herkes şaştı kaldı...
Ve sonunda, 82 lira 50 kuruştan açıklanan
taban fiyatı,
piyasada 100 liraya kadar ulaştı...
Gerçi fiyat biraz gevşedi ama
yine de önemli bir artış oldu...
Şimdi
bu duruma "Fındık 100 lira oldu" diye
sevinelim mi?..
Eğer mücadelede yetersiz kalırsak,
önümüzdeki sezon
ne olacak?..
Olmayan fındığa
kim masraf edecek?..
Böylece,
hem üretici hem de
ihracatçı gelir kaybına
uğramayacak mı?..
Bölgedeki 
esnaf nasıl iş yapacak?..
Emekçiler,
geçimlerini
nasıl takviye edecek?..
Devletin döviz kaybını da
unutmadık!..
2019 yılından 
beri, kokarcanın
verdiği zarar
gündemde iken
gerekli mücadeleyi
yapabilmeliydik!..
Tarım Bakanlığı ve Ulusal Fındık Konseyi başta olmak
üzere
birçok kurum,
birtakım önlemler
aldı ama
görünen tablo da
ortada...
Keşke, uyarılar
zamanında
dikkate alınsaydı da
bugünkü durum yaşanmasaydı...
Herkes bilsin ki;
fındık yoksa,
Karadeniz'de
ekonomik, sosyal ve kültürel
hayat da "yok" demektir!..
Ona göre...