"Adli Tıp Kurumu"nun,
Samsun için hayati bir önem
taşıdığını
yıllarca yazan ve 
süreci de sıklıkla
takip eden
bir gazeteci olarak,
gelişmeler
karşısında 
seviniyorum elbette...
Bu mesele,
AK Parti iktidarından önce de
vardı. Ancak, konu en çok
AK Parti hükümetleri
döneminde
gündeme geldi...
Hele de Ahmet Demircan'ın
Sağlık Bakanlığında...
Birlikte TRT'de bir programa
çıkmış,
Demircan'a
Samsunluların çektiği çileyi hatırlatarak,
"Adli Tıp Kurumu"nu sormuştum...
O da meseleyi biliyordu...
Demircan,
sorunun çözümüne
odaklanmıştı...
Konu, kendi bakanlığından çok
Adalet Bakanlığını ilgilendiriyordu...
Demircan, hükümetteki bakan arkadaşına
sorunun çözümünün
Samsun için ne kadar önemli olduğunu anlatabilirdi...
Nitekim öyle de oldu...
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinin
olduğu bölgede, bir yer tahsisi
yapıldı...
Ne var ki,
o sırada
"sağlıkta milli ve yerli"
ifadeleri,
birilerini rahatsız etmiş
olacaktı ki, Ahmet Demircan hakkında
kaynağını bildiği
tezviratlar artmıştı...
Tecrübeli siyasetçi Demircan,
bunaldı.  "İstifa" etmek yerine
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
"saygısızlık olmasın" diye
"affını" istedi ve
görevden alındı...
Böylece, adli tıp kurumu
konusu da rafa kalktı. Ta ki, dönemin Ticaret Bakanı Dr. Mehmet Muş'un
AK Parti Samsun 1. sıra milletvekili adayı 
olup, seçim çalışmalarını başlattığı
güne kadar...
"Samsun'da 20 yılda yapılamayanı 20 günde yapan"
siyasetçi olarak gönüllere giren
Dr. Mehmet Muş,
"Laf" değil,
"İcraat" adamıydı...
O günlerde
Adalet Bakanlığı
başta olmak üzere
TOKİ Başkanlığı ile
art arda
yaptığı
bazı telefon görüşmelerine 
ister istemez
tanık olmuştum...
Bakan Muş,
üstlendiği
işi sonuçlanıncaya kadar
takip eden biri olarak,
önce bir özel hastanenin eski binasının
kiralanmasıyla
adli tıp kurumunun
hızla hizmete açılmasını
sağlamak istedi...
Ancak, iki bakanlıktan gelen
müfettişler;
morglar başta olmak üzere
bazı özellikli
bölümlerdeki yüksekliğin yeterli olmadığı gerekçesiyle
"olumsuz" rapor verdi...
Dr. Mehmet Muş,
bu hizmetin öneminin
farkındaydı. Bu yüzden de
adli vakalar ya da şüpheli ölümlerde
yakınlarının cenazelerini, otopsi için
Trabzon'a
götürmek zorunda
kalan Samsunluların yaşadığı
maddi ve manevi perişanlığı, bir an 
önce sona erdirmek
istiyordu...
"Olumsuz" rapor,
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 
Başkanı Dr. Mehmet Muş'u
"pes" ettirecek miydi?..
Elbette ki ettiremedi ve
çözümü de buldu...
Büyükşehir Belediyesi
devredeydi...
Süreçte, 
Dr. Mehmet Muş,
yılların derdine neşteri vurmuş,
sorunu
çözmüştü...
Samsun Adli Tıp Kurumu'nun
temeli, 28 Aralık'ta atılacak ve bir aksilik
olmazsa,
törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da
katılacaktı...
Yazması kolay
ama süreç hayli zordu...
Bitmedi daha...
TBMM Plan ve  Bütçe Komisyonu Başkanı
Dr. Mehmet Muş, 
500 günde
bitmesi planlanan
binanın
daha erken
tamamlanması
için de görüşmeler yaptı...
Dr. Mehmet Muş,
AK Parti 1. sıra milletvekili adayı olarak
açıklandığında,
onun "Samsun için bir şans" olduğunu
yazmıştım...
Daha sonra, onlarca
hak edilmiş övgü dolu
köşe yazıları...
Bu gelişmeler karşısında,
kendi adıma da mutlu ve sevinçliydim...
Çünkü, yanılmamıştım...
Muş'un çok kısa sürede 
sonuçlandırdığı
çalışmalar,
her kesimden ve her düşünceden
vatandaşta karşılık
bulmuş; bu da zaman içinde sevgi ve saygıya dönüşmüştü...
Aslında bu gelişmeler,
Samsun'un kazançlarının
adeta bir "fragmanı" idi...
Samsun Şehir Hastanesi ile
ilçe hastanelerinden söz etmedik daha....
Yeni OSB'ler ve yatırımcılara
sağlanacak kolaylıklardan da...
Samsun Turizm Master Planı'nın
tamamlanmasından sonra
ortaya çıkacak
yatırımları da anlatmadık...
Lafı eveleyip,
geveleyerek uzatmaya gerek yok!...
Yapılanlar ortada...
Samsun'da her kim
iş ve aş için
tek bir çivi çakıyor
ve taş üstüne taş
koyuyorsa;
"teşekkür" ederek,
onları şevklendirmek,
bu şehre daha çok hizmetin
gelmesi demektir...
Sözün özü...
Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz!..